"düş hekimi - 2" kitabındaki: "Ayının İni" yazısından: ... Her ayının bir ini olmalıdır; yalnız kalabildiği, kendi dünyasını, fırtınalarını yalnız yaşayabilip, müdahalesiz hayal kurabildiği. Her in, ayının ruhunu yansıtır. Hiçbir ayı, başka ayının ininde, kötü de olsa kendi ininde bulduğu rahatlığı, özgürlüğü bulamaz. . . . İnine girildiğinde sen ölünce, ya da zapt edildiğinde; belki bir porno dergi bulunur, belki oyuncak bir tren, belki soluk bir fotoğraf, belki bir mektup, bir harita –hiç gidilmemiş-, kurşun kaleme yazılmış bir şiir, bir yemin, bir kulaklık, tavanda yıldızlar, duvarında deniz kızı o en çok sevdiğin. Senin kokun, senin çaktığın çivi, yaktığın örtü, perdelerinde hayallerin, notaların, çekmecende kocaman hayatın ve eski, sarı bir telefon, 10 tuşta dostlarına eriştiğin, doldurduğun bir kaset - Ay’a gidip gelirken dinlediğin...
bu akşam sevgili Tunç Fındık'ın çektiği 4 fotoğrafı astım
bomboş odanın inimdeki duvarın içimdeki "yap-boz"un milyonlarcası eksikken 4 parçasını daha tamamladım
düş hekimi yalçın ergir http://www.ergir.com
|