fonda çalan: heyamo - giriş (imece şarkısı)

birol topaloğlu - kalan müzik

fotoğraflar: mete uğurlu - yalçın ergir

 

 

 

Mete Uğurlu, amca oğlu Kemal Uğurlu ve ben, gecenin bir vakti, sisten aracın burnu gözükmezken toprak dağ yolunda ilerliyoruz. Gürcistan sınırına çok yakınız, Karçal eteklerindeki düşler vadisi Macahel'de Camili Köyü'ne varmaya çalışıyoruz.

 

Aslında korkuyoruz ama, henüz o yolun Ekim'den - Nisan'a kapalı olduğunu ve Macahel'lilerin Gürcistan'a geçerek Batum'dan Sarp kapısına ulaşarak Türkiye'ye girebildiklerini bilmiyoruz.

 

Ertesi gün yine yollarda olacağız, gündüzleri pikabın kasasında yol alıyoruz; acaba dünyanın en zengin insanları, dünyanın en güzel coğrafyasında bir pikap kasasında yol almanın ne kadar paha biçilmez olduğunu biliyor mudur?

 

Biz sevgili dostum Mete Uğurlu ile uzaklara gittik. Orada bizi sevgili Kemal Uğurlu karşıladı ve Rize'nin Fındıklı ilçesinin Sümer Köyü'nden "Uğurlu" dostlarımla düştük yollara -

sadece Doğu Karadeniz bölgesinde, sadece Trabzon - Artvin arasında: "1150 kilometre" yapacağımız yollara.

 

Yazacak binlerce şey varken, tek bir şey yazmam gerekirse, ben oralara aşık oldum;

iflah olacağımı da sanmıyorum.

 

Tertemiz insanlarını, çiçekli yaylalarını, buz gibi tertemiz sularını, ormanlarını, çay ve fındık bahçelerini, ona muazzam emek verenleri, arıcıları, ayı hikayelerini, uzun burunluları, güzeller güzeli çalışkan kızlarını, yeşili yaran yollarını, bereket denizini, sımsıcak dostluklarını, hatta laz böreğini, mıhlamayı, ödümüz patlayarak yediğimiz Deli Bal'ı, kuymak'ı, sebzeli hamsiyi, kara lahana sarmasını ve ezmesini, mısır ekmeğini, hamsi ekmeğini, kara yemişi, yaban mersini reçelini ve özellikle yaşlılarının sohbetlerini unutabileceğimi sanmıyorum.

 

Sözü aşağıdaki karelere bırakıyorum.

 

Bu kareler, tatillerini kavrulan sahillerde üst üste geçirmeyi tercih etmişlere: "oralara gitmeyin" demeyip, "buralara da gelin" diyecek belki;

 

ama kendi sözümün sonunda, tatillerini kavrulan sahillerde çılgın eğlencelerle geçirenlere:

"n'olur buralara gelmeyin, hiç olmazsa buraları mahvetmeyin" demek istiyorum.

 

Mete Uğurlu'ya, Kemal Uğurlu'ya ve yemeklerin - konukseverliğin hasını tattıran Emine Uğurlu'ya sevgi ve teşekkürlerimi sunuyorum...

 

düş hekimi yalçın ergir

 

 

 

 

 

 

(küçük fotoğraflar üzerlerine tıklanarak büyütülebilir:)

                

 

                 

 

                 

 

                 

 

                 

 

                 

 

                 

 

                 

 

                 

 

                 

 

                 

 

                 

 

                 

 

                  

 

     

 

     

 

 

 

 

 

Haftada bir-iki kere futbol maçı yapsam da,

milyon dolarlık takımları tutamıyorum.

Artık Çaykur Rizespor'u tutabilir,

tabancamın sapını olmasa da,

gitarımın sapını, beresiyle donatabilirim...

 

 

düş hekimi yalçın ergir   http://www.ergir.com

 

PANO'YA DÖNÜŞ