Bir şehir olimpiyata adaydır;
şehirde müthiş bir hazırlık başlar.
Şehir birden tuvaletlerinden, meydanlarına, spor sahalarından, yollarına - hatta tabelalarına kadar elden geçer.
Sonuçta olimpiyat için seçilmez;
ama şehirdeki bu hummalı hazırlık, hem yaşattığı heyecan, hem de ortaya çıkanla şehrin yanına kar kalır.
Belki de her şehir, asla düzenlenmeyecek bir olimpiyata hazırlık telaşında olmalıdır.
Aşağıda bir mektup var, Nisan sonundaki Türkiye Şampiyonası'nda, Ankaralı Diş Hekimleri'ni tenis finallerinde ben temsil edeceğim. Türkiye'nin dört bir yanından gelmiş her yaştan sporcu diş hekimiyle dişe diş mücadele edeceğim.
Tam öğrenci işi bu benim için;
öğrenciyken cebime harçlık konup Hacettepe'yi, Boğaziçi Üniversitesi'ndeki turnuvada temsil etmedekinden hiç de farklı bir heyecan değil. Boğaziçi Üniversitesi'nde misafir edildiğim muhteşem yurttan hiç farkı yok, Antalya'da kalacağım yerin.
Ve mp3-çalar'ıma "eye of the tiger"ı yükledim,
yarından itibaren tekrar tekrar tekrar çalarken fena halde çalışmalıyım.
Gündoğumlarında yollarda, kortlarda, Eymir Gölü parkurunda, bisikletin tepesinde eşofmanla olmalıyım.
Olimpiyatlara hazırlanan bir şehir gibi, sonuncu da olsam korta Ankaralı meslektaşları temsilen taş gibi çıkmalı,
bu amansız antrenmanı da yanıma kar bırakmalıyım.
Çekilin - yanıma yaklaşmayın;
hazırlanmalıyım...
düş hekimi yalçın ergir http://www.ergir.com