Murat Güner çok sevgili bir dostum - müthiş bir kayakçıydı biz öğrenciyken.

 

Bugün uyurken Ankara, Murat'la beraber beş sokak çocuğu doluşup bir minibüse,

az gidip uz gidip, vardık Kartalkaya'ya.

 

Seyfi, Hasan, Kaan, Murat ve ben.

 

Beşimiz de "hadi" dendiğinde yola düşüveren insanlardık, doyulmaz bir sohbetle ve önümüzdeki yaz için oracıkta kuruluvermiş nice düşlerle kar diyarına 9:12'de varmıştık.

 

Beş insandan hiç olmazsa birisi hiç mi yorulmaz, hiç mi bir köşede oturmazdı hava kararıncaya kadar?

 

Elbette bokunu çıkaracak,

belki de yanımızda "yeter artık, benimle ilgilenilsin!" diyen birisi de olmadığı için,

akşama kadar yarışacak, kamikaze gibi aşağı salınarak kayacak, kayacak, kayacaktık.

 

Buradan başka bir öyküye geçiyorum. Eskilerde bir gün, bir grup arkadaş bisikletlerle Gölbaşı'na gidecektik; ama bir arkadaşın hanım hanımcık bir kızla randevusu vardı - onlar bir kafede oturacaklardı.

 

Buluşma noktamıza arkadaşın da bisikletiyle geldiğini görmüştük. Randevusunu iptal etmişti; o da  bizimle Konya Yolu'ndan aşağıya bağıra çağıra iniyordu. O da dönüş yokuşunda kamyon kasasına tutunup, Or-An'a doğru tırmanıyordu. Derken ayrıldıklarını öğrenecektik; ama vallahi sorumlusu biz değildik, ona sadece o cumartesi ne yapacağımızı söylemiştik.

 

** ** **

Ve üç dakika gibi geçmiş günün ardından yine doluşacaktık hırdavat dükkanı gibi aracımıza;

Kazan'da dolunay altında nasıl sabahlayacağımızı, bisikletle nerelere varacağımızı konuşurken,

araya da horultular karışırken, leş gibi varacaktık Ankara'mıza.

 

Ne bir sitem, ne bir tatsızlık;

teşekkürler, kucak dolusu sevgiler özgür ruhlara,

göbeğini sokakta düşürmüş tüm sokak çocuklarına...

 

(10 şubat 2008 - gece; yatağa varamadan, halıda uyuyacakken)

 

 

 

 

 

,

 

(Murat, Seyfi, Hasan, Kaan)

 

 

(nerede bir yalnız ağaç görsem...)

 

 

Düş  Hekimi - 2 kitabından bir Murat Güner yazısı:

http://www.ergir.com/benim_hala_umudum_var.htm

 

düş hekimi yalçın ergir   http://www.ergir.com

 

PANO'YA DÖNÜŞ