fonda çalan:  il postino filminden bicycle

(ActiveX denetimlerinin çalışmasına izin vermeniz gerekebilir)

 

 

 

DÜNDEN

 

- Bisikletle gittiğiniz bir yere ben de bisikletimle gelmek istiyorum; annemden izin alır mısınız?

 

Dün böyle soruyordu hastam ve bayılmıştım bu içtenliğine, ama bir o kadar da çekinmiştim sorduğumda annesi kızabilir diye.

 

Büyük ihtimalle okullar kapanıca giderdik; belki Haymana, belki Gordion, güneşin altında cayır cayır yanmış dönerdik. Perişan eve dönüşünde pişman olurlar mıydı izin verdiklerine, bilgisayarın başında oturup bisiklet simülasyonuyla dizleri hiç kanamayacakken, doktor bildikleri bir kedinin peşi sıra gönderdiklerine?

 

Aslında annesi dün gelseydi kesin izin verirdi. Çünkü dün o kadar farklı bir görüntüdeydim ki muayenehanede. Bembeyaz bir gömlek, kol düğmelerim, siyah kravat, ütülü pantolonumla jilet gibiydim. Neredeyse 1995'den beri ilk defa önlük giyecektim. Öğlen Dışişleri Bakanlığı'nda mükemmel donanımlı, sevgi ve ilgili katılımlı bir salonda "düş işleri"nden bahsetmiştim.

 

Farklı hayatlar yaşamıştım dün; sabah çok sevgili bir dostun mesajına:

 

 

... şu anda küçücük bir sırt çantası, bir blucin, bot, tekleri üzerimde iki tişört, iki külot, bir yağmurluk, iki çorap, bir svetşört, fotoğraf makinem, diş fırçam, daha çok müzik için cep telefonumla atlayıp Meksika'dan başlayıp -  - kadar güneye gitmek istiyorum

önüme hangi araç çıkarsa

nerede uyursam

nerede soyulup

nerede kime kapılırsam artık...

 

diye yanıt yazmıştım. O kadar kanatlarımı açmak isterken, az sonra içeride boynuma simsiyah bir kravat bağlamaktaydım.

 

Şu anda, hele fonda bu çalarken yine tam kıvamındayım;

ilk hastamın gelmesine dakikalar kaldı,

umarım azıcık geç kalır,

çünkü bu halimle, bu güneşli Cumartesi gününde,

ne güzel dersanesine gidecekken kötü örnek olabilirim...

 

düş hekimi yalçın ergir    http://www.ergir.com

(bu güzelim sabah)