fonda çalan parça: sitem - yeni türkü
(ActiveX denetimlerinin çalışmasına izin vermeniz gerekebilir)
MAHALLEDE TEK BAŞINA
Elinde basket topu, Neyzen Tevfik Sokak’taki potada öyle bekliyorsun arkadaşlarını.
Beş kişi daha gelirse, üçerden tek pota maç yapacaksın. Daha fazla gelen olursa, küçük olanı kenarda bekleteceksin. Belki herkes senden daha büyük olacak; ama top senin değil mi, gerekirse son geleni keseceksin.
|
Uzaktan attığın şut deliksiz girince, çok normalmiş gibi, sanki doğduğundan beri hep deliksiz basket atarmışın gibi, sokağın öteki ucuna bakarak topu sektireceksin.
Ee, tabii maçı izleyen kızları da olacak mahallenin; potanın dibinden basketi kaçırınca, duvardaki gülen gözlere şaklabanlık yapacak, en artist üzülme pozlarıyla, ellerin arasına alınmış, güya en mahvolmuş yüzle ortada dolanacak, ardından da hırsla oyuna döneceksin.
Ve sanacaksın ki, bu maç on binlerce yıl sürecek, maç yirmi birde değil, yirmi bir milyonda bitecek.
Sen dışarı kaçan topu almaya gittiğinde, sahaya “büyümek” gelecek ve alıp mahalledekileri, boktan sahalara götürecek.
Elinde topla döndüğünde, boşuna arayacaksın arkadaşlarını, bambaşka oyunlar oynayan, bambaşka oyunlar oynanan, seni çoktan unutmuşları - bambaşka oyunlarda, gerçek şaklabanlar izleyen, seni asla unutmamış, gülmez bakışları.
Mahallede tek başına kalacaksın.
Topu sektirip sektirip potaya atacaksın, topu sektirip sektirip potaya atacaksın
ve uzaktan attığın yirmi milyon dokuz yüz doksan dokuzuncu sayıdan sonra, doğduğundan beri ilk defa atmışın gibi sokağın öteki ucuna bakacaksın.
Sonra potanın dibine gelip gözlerini yumacak, kaçması için neler vereceğin basketi atacak, yüzünü ellerinin arasına alacaksın... |
|
düş hekimi yalçın ergir http://www.ergir.com |
|