QUO VADIS?

 

 

Pos bıyıkları vardı.

 

Yüzü çizgiii, çizgiii, çizgiii, sanki milyonlarca kara kalem çizgisiydi.

 

Omzunda boya sandığı, bir elinde bavulu, ötekinde taburesi ve torbası,

kim bilir nereye gidiyordu.

 

- Nereye böyle?..   diye sormak gelmişken içimden, sanki bir durdurursam, tarihin akışını değiştirecekmişim gibi beklemiştim geçmesini.

 

** ** **

Önce izler izlemez Mehmet Ertüzün söylemişti  "Benjamin Button'un Tuhaf Hikayesini" mutlaka görmem gerektiğini,

 

ardından filmi seyretmekte olan kızımdan cep telefonuna "mutlaka izlemem gerektiği" mesajı gelmişti.

 

Hala gidememişken ve bu güne kadar filmin konusuyla ilgili sadece "boksör ve kavgacı"daki gibi "Bir zamanlar olduğumdan daha yaşlı - olacağımdan daha genç"i bilirken, yıllardır hiç böyle bir telkinde bulunmamış Tunç Şafak öldürücü darbeyi vuracaktı:

- O filmi mutlaka senin görmen gerek...

 

Bu durumda:

- Geçmişe; neden özellikle görmem gerektiğini bulmak için sinemaya gidiyorum...   olacak, "az sonra" yolda sorulacak:

-  Nereye Böyle?..." nin yanıtı.

 

düş hekimi yalçın ergir   http://www.ergir.com

 

PANO'YA DÖNÜŞ