Bizim İhtiyar Mısırcı'ya
toplu sürprizimiz çoktan bitti.
Peki ya sevgim??
Benim köstekli saatli
Nafiz Dedem yok asırlardır; atıyla ilgili hikayeleri de
dinleyemiyorum, dev aynasında tıraş oluşunu da
izleyemiyorum.
Arkadaşlarımın çoğu
evlendikten sonra tanınmaz hale geldiler; belki daha
düz(gün) bir insan olmuşlardır, ama ben onları
tanıdığım, onları sevdiğim eğri hallerini çok özlüyorum.
Kimisi feci zengin oldu
ve bu durumu da kaldıramayıp feci oldu; onlara
kızıyorum.
Bir zamanlar gözümde
büyüttüğüm bazı yazarlarla, bazı sanatçılarla tanıştıkça
pişman oluyorum;
onları öyle sanmaya
devam etmek istiyorum, ama çok yerinden kırılmış
hayallerimle edemiyorum.
Bir Cumartesi öğleden
sonra, şöyle arabamı bir Sinek Valesi'ne bırakıp,
Filistin Sokak'ta bir kafeye oturup, onu bunu kese kese
oturmaktan da nefret ediyorum.
Bir Cumartesi öğleden
sonra daha; kendimi şehrin sokaklarında, yine o
sokakların tapusuz sahibi olarak buluyor ve huzurun
huzuruna varıyorum.
Zamanın gittikçe
azaldığını biliyorum;
bu yüzden her fırsatta
soluğu beni kendim gibi yapanların yanında alıyorum.
Çünkü hayatın sevmemiz
gerekenlerle değil,
kendiliğinden
sevdiklerimizle daha güzel olduğunu biliyorum...
düş hekimi yalçın ergir
http://www.ergir.com
PANO'YA DÖNÜŞ
|