FELICITA

 

 

17 Aralık 2011 akşamı  İsviçre'nin Ankara Büyükelçisi Raimund Kunz'un davetinde,

Soprano Leyla Çolakoğlu ve Tenor Hakan Aysev,

Bilgehan Erten'in piyanosu eşliğinde, büyükelçilikte konuklara sevgi şarkıları söyleyeceklerdi,

"Songs of Endearment" program başlığıyla.

 

 

 

 

Her şey yolundaydı.

 

Derken dinletinin ortasında, masaların birinden eli gitarlı bir konuk gelecek,

sevgi şarkılarının üzerine biraz tarçın, biraz sumak,

bolca da sevgi sözcükleri ekecekti.

 

Mutluluk'tan, Sevgi'den, Yakın Durmak'tan gelip;

Uzaktan Sevgi istasyonunda durmuş

ve Sevgisizlik'e doğru yola çıkacak bir trenin öyküsüydü -

yerli - yabancı davetlilere anlattıkları.

 

 

Zaten işi neydi?

 

Onca büyük hedef varken, Küçük Mutluluklar'a inanmış bir gönül,

konuklara başka hangi konuyu küçük kağıtlara bakmadan anlatabilirdi?

 

Ahmet Kadı'nın çevirisinde:

 

La felicita e il tuo squardo innocente in mezzo alla gente

Mutluluk, masum bakışındır insanların arasında

 

La felicita e restare vicini come bambini

Mutluluk, yakın durmaktır çocuklar gibi...

 

der Al Bano & Romina Power,     "Felicita" şarkısında;

ancak "Mutluluk"un ve "Sevgi"nin,

bir ilçe ilköğretim okulunda da - bir büyükelçilikte de,

aynı ifadelerle anlatılabileceği bir dünyada.

 

Her yaşta - her ortamda,

bir çocuk masumluğuyla,

hep yan yana;

 

hepimize Felicita...

 

düş hekimi yalçın ergir

http://www.ergir.com