... havada yoğun bir edebiyat;
mis gibi Türkçe kokusu var..
Hacettepe Üniversitesi Dil Öğretimi Uygulama ve Araştırma Merkezi
- HÜDİL
Misyon ve
vizyonu:
HÜDİL; dil öğretiminde
evrensel bakışı, bilimsel yaklaşımı, çağdaş yöntem ve
teknikleri esas almış ve Türkçenin ana dili olarak en
düzgün, yabancı dil olarak en hızlı ve doğru
öğretilmesini görev edinmiştir.
Ayrıca, Türkçeyi yalnızca
öğretmenin yetmeyeceği, Türkçenin etkili kullanılmasının
da sağlanması gerekliliği ve dillerin etkileşim yolu ile
birbirlerini beslediği görüşünden hareketle çalışma
alanını bu doğrultuda genişletmiştir. |
olan bir
akademik araştırma merkezinde, verilen eğitim seminerlerine,
seminer
vermesi için davet edilmiş olan akademisyen ve yazarlardan birisi
olmak nasıl bir duygu olabilirdi?
Alemdar YALÇIN (Prof. Dr., Gazi
Üniversitesi Eğitim Fakültesi)
Melike SAYIL (Prof. Dr., Hacettepe
Üniversitesi Edebiyat Fakültesi)
Bülent YILMAZ (Prof. Dr.,
Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi)
Gonca GÖKALP ALPASLAN (Doç. Dr.
Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi)
Nuri DOĞAN (Doç. Dr., Hacettepe
Üniversitesi Eğitim Fakültesi)
Murat ERDOĞAN (Yrd. Doç. Dr.,
Hacettepe Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler
Fakültesi)
Evren ALPASLAN (Yrd. Doç. Dr.,
Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi)
Bilge GÖK (Araştırma Görevlisi,
Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi)
Mehmet EROĞLU (Yazar)
Yalçın ERGİR "Düş Hekimi" (Diş
Hekimi ve Yazar)
Bilgisayar ve Öğretim
Teknolojileri Eğitimi Bölümü araştırma görevlileri
http://www.hudil.hacettepe.edu.tr/haber_040711.php |
1 Temmuz
günü, Edebiyat Fakültesi'nin girişindeki merdivenlerin her
basamağında bulabiliyordum yanıtını.
|
Fakültenin
içine girip, HÜDİL'de, Türkçenin sevgili akademisyenleriyle buluşunca, ana
kapıda beni karşılamak için bekleyenlere:
"boşuna beklememelerinin - konuklarının geldiğinin"
haberi gönderilecekti.
Büyük ihtimalle, kapıda konuklarını bekleyenleri,
yanlarından geçenin o kara kaskı yanıltmıştı.
|
Derken
kitapların, satırların, yani tüm bir yaşamın masmavi sularına
dalacak -
2 saat
kulaç atacaktık.
Ara
verilmemiş 2 saatin sonunda, hepimizin onca işi varken,
böyle
karşılıklı bir sevgi oluşunca öğlen de ayrılamayacak,
başka
bir odada toplanıp, tam kadro sohbetimize devam edecektik.
Aslında
o kitaplar, o satırlar değil beni bu ortama davet ettiren;
böyle
sıcak ortamlar, böyle sevgili insanlar -
o
kitapları, o satırları yazdıran.
Adı,
konusu önemli olmayan yeni biz bize bir sohbette,
yeniden
birlikte olabilmek dileğiyle,
teşekkürlerime ve hep sevgilerimle...
düş hekimi yalçın ergir
http://www.ergir.com
PANO'YA DÖNÜŞ
|