DURSUN...
Dursun Sarı Bir Banyo Ördeğiydi
(bir ortodonti masalı)
Dursun sarı bir banyo ördeğiydi ve
komşu ördek Gözde’ye çok fena aşıktı.
Sürüdeki diğer ördekler: Kaya,
Peri, Ece, Mine, Pırıl, İnci, Köksal, Işıl, Güçlü ve
Çelik ile gayet uyumlu bir ilişkideydi.
MASALA
ARA:
** ** **
** ** *
Masalımıza devam etmeden önce,
Sarı Banyo Ördekleri’nin NASA’ya bile kaynak olmuş
gerçek öyküsü “Ördekler Firarda”nın
http://www.ergir.com/2012/ordekler_firarda.htm
mini özetini verelim:
1992 senesinde, Pasifik Okyanusu’nun dev
dalgalarında, Hong Kong’dan, A.B.D.’ne giden bir yük
gemisinden 12 konteyner denize yuvarlanır. Kapağı
parçalanan bir konteynerdeki 28800 plastik banyo
oyuncağı azgın sulara karışır.
Ördeklerin kimisi Avustralya’ya giderken, kimisi de
yıllarca Japonya – Amerika arasındaki Pasifik
girdaplarında – çöp bölgelerinde yüzer durur. Derken bir
kısmı Bering Boğazı’ndan Arktik Okyanusu’na geçerek
Kuzey Kutbu’na varır.
Kışın buzulların arasında dona - çözüle 2 sene sonra
kendilerini Atlantik Okyanusu küvetinde bulurlar.
İnanılmaz bir yolculuk yapmış olarak Amerika’nın Doğu
sahillerine, İskoçya’nın Kuzey Batı sahillerine
varırlar.
Okyanus Yüzeyi Akıntı Simülasyonları, NASA’nın uydu
görüntüleri, sarı banyo ördeklerinin paha biçilmez
verileriyle şekillenir. Bilimsel kitaplara konu,
uluslararası lisan seviye belirleme sınavlarına soru
olurlar.
(**GÜYA** Çin'den gelen bu sarı banyo ördeklerinden, önce
küçük Pai-Tak (Paytak) -
ardından da on iki büyüğü Cebelitarık Boğazı’nı geçer :)
Hortumlarla, yağmurlarla Ankara, Bülten Sokağı’na
gelir,
sahip çıkan bir düş hekimi de kendilerine Türkçe
isimler verir.
MASALA
DEVAM:
**
** ** ** ** ** *
Ördek vaklaması yankı yapmaz; bu
yüzden Gözde’ye bir türlü açılamamıştı. Ama üzerine bu
kadar düşerken Gözde’yi de bir miktar uzaklaştırmış, bu
sefer de Ece’ye yer kalmamıştı. Gözde’nin Ece’nin yerine
kayabilmesinde, o yerden erken ayrılıp giden küçük misafir
Paytak’ın da suçu vardı.
Dışlanmış Ece’nin gözyaşlarını
hassas ruhlu Dursun’dan başka duyan yoktu. Hele sürünün
öteki ucundaki Güçlü ve Çelik bu derde tamamen uzak
kalmış, aralarında “şu lokma senin, bu lokma benim…”
didişip duruyorlardı.
Aşkına bir turlu karşılık alamayan
Dursun bir gün kamaştı
ve dizideki diğer sarı banyo
ördekleriyle vedalaştı:
- Ece’nin aramıza gelebilmesi için,
Gözde’nin benim yerime gelip Ece’ye yer açması
gerekiyor.
Gözde’nin buraya gelebilmesi için
de benim burada durmamam –
çeki(li)p gitmem gerekiyor;
elveda…
İşte Gözde o zaman bu büyük aşkı
anlamış, gözyaşları içerisinde kalmıştı.
Mine ortaya atladı:
- Olmaz öyle şey; biz rengimiz sarı
bile olsa buradayken ve hep birlikteyken güzeliz. Ece’ye
yer açmak için çeki(li)p gitmene gerek yok.
Sen gittiğinde hem Ece’ye
gerekenden çok daha fazla yer açılacak, ilişkimizdeki
uyumlu denge bozulacak, hem yakın komşuluk ilişkilerimiz
sarsılacak – hem de yıllar sonra eksikliğin çok
aranacak.
Kimsenin yahni olmasına gerek yok;
hepimiz kanatlarımızdaki tüylerden bir kısmını (kanatlarımızı
yok etmeden, yaşam boyu hissetmeyeceğimiz sınırlar
dahilinde) feda edelim. Açılan toplam yerle Ece’nin
yerine itilmiş Gözde’yi eski yerine taşıyalım,
Ece’yi de kanatlarımızı aça aça
Ördek Dansı yaparak aramıza alalım…
Dursun yerinde kalmıştı.
Kanatlarından en büyük fedakarlığı o yapmış, biraz
tüylerinden olsa da, yaşam kalitesinde bir fark olmadan
yaşamdan kopmamıştı.
Ece artık istenmeyen bir diş taşı
gibi değil -
pırıldayan bir diş tacı gibi
kraliçeydi;
yerine kavuşmuş, sürüsüne bereket
katmıştı.
Mine azıcık tüylerinden vermiş -
özüne kadar temiz bir
yardımseverdi;
dostları birlikte gülmeyi onunla
tatmıştı.
Gözde sarı bir banyo ördeğiydi
ve kahraman ördek Dursun’a çok fena
aşıktı…
düş hekimi yalçın ergir
(balkondan 2 vak sesi
mi geldi?)
** ** **
Ördek masalımız burada bitti;
bir ortodonti masalı olarak ele
alınırsa:
“2-3 milimetreyi geçmeyen” yer
darlıklarında, iskeletsel bozukluk da yoksa -
diş çekimi daima en son tercih
olmalıdır.
*Çenelerde iskeletsel bir darlık
yok ise*, dişlere yer sağlayabilmek için daha geniş bir
çene arkında dizilime zorlamak da iskeletsel uyumu
bozacağından, yer ihtiyacının “bu kadar az olduğu”
durumlarda, çok inceltmeden - limitli olarak (özellikle
çekilmesi göze alınmış dişten) aşındırma yapmak, güzelim
sapasağlam dişi çekmekten daha az zararlıdır. Böyle
(daha geniş çene arkına dizmenin söz konusu olmadığı)
hafif yer darlıklarında hiç zararı olmayan tek uygulama
hiçbir şey yapmamaktır.
“Müvekkilim 20 Yaş Dişi Suçsuzdur”
yazısından satırlarla:
TIRAŞLAMA, DİŞİN MİNESİNE
ZARARLIDIR…
Ancak;
mine sınırları içerisinde (yani
mineyi yok etmeden minimum) tıraşlanmış bir diş, çöp
tenekesindeki tam mine kalınlığındaki pırıl pırıl dişten
iyidir.
Minesi inceltilmiş bir dişin çürüğe
yatkınlığı, inceltilmemiş bir dişten daha fazladır
(zaten olması şart olan ağız bakımı ve doğru beslenme
ile çürüme ortamına izin verilmeyecektir).
Ancak;
“zararlardan zarar beğenilecekse”,
çürümeye yatkınlığı arttırmak da,
boynundan tutup söküp atmaktan daha
öncelikli bir tercihtir.
En kötü ihtimalle, muntazam bakıma
rağmen, genetik faktörlerin de rolüyle, yıllar sonra
karşımıza çıkacak bir çürüme, kuralarına uygun bir dolgu
ile dişin ağızda kalabilip - işlevini sürdürebilmesini
sağlayacaktır.
Dolgulu bir diş de, doldurulmaya
aday hale getirilmiş bir diş de, *yani vücudun kendi
dokusu* –
en doku uyumlu implantlardan, en
hassas fabrikalardan çıkmış titanyum alaşımlardan daha
değerlidir.
Daha da ileriye gidecek olursak,
berbat bir ağız bakımı ve zamanında dişhekimi
kontrolünden geçmeyerek kanal tedavilik hale gelen bir
diş bile, kurallarından ödün verilmeden yapılacak bir
kanal tedavisi ile sağlıklı bir şekilde yerinde
kalabilecektir.
** ** **
Ağır yer darlığı olgularında (ya da
iskeletsel bozukluklarda),
elbette diş çekimi ortodontik
tedavinin bir parçası olabilir,
ancak hafif yer darlıklarında:
BÜTÜN DİŞLER BANKADAKİ DİŞTİR…
Dişler, yaşlılığınızda kara gün
dostu olacaktır.
“Eğri bile çıkmış olsa, diş
diştir.”
Saygı & sevgilerimle
Dr. Yalçın Ergir - Ortodonti
Uzmanı
http://www.ergir.com 21/güzelekim/2014
DEVAMI:
http://www.ergir.com/2015/fadime.htm
TEMEL
DE, FADİME DE DURSUN!...
Ortodontide Tercihler &
Teknikler
RİCA:
Bu masalın kısaca ilk
paylaşıldığı dişhekimliği sempozyumunda:
https://www.facebook.com/media/set/?set=a.565409063604226.1073741834.395240957287705&type=1
öğrencilerle çekilmiş
bir toplu fotoğraf vardır.
Bu fotoğrafta, yüzlerin
üzerine gelindiğinde çerçeveler belirmekte,
kutucukların içinde:
“Bir ad yaz” uyarısı çıkmaktadır.
O kalabalıkta küçük bir detay
-
pembe gagalı, sarı bir yüz kaybolmaktadır;
fark eden olursa,
kutucuğuna: “DURSUN” yazmalıdır...
Ortodontik
Bilgilendirme:
http://www.ergir.com/ortodonti.htm
|