lezzet tarif edilmezken

& damak asla unutmazken

 

 

SATILIK DOĞUM YILI

 

Artık işin iyice cılkı çıkmıştı; “Doğum Yılları” da internette satılmaya başlamıştı.

 

Sahibinden, aracıdan, yaşlıdan, gençten, bayandan, doktordan ilanlar,

tarihine – fiyatına – net kullanım süresine göre sıralanabilip satılıyordu.

 

** ** **

 

Muhayyer satış - iade yoktu; satış sözleşmesi çentiklerini işaretleyerek alan, memnun kalmazsa öldüm fiyatına bir başkasına kakalıyordu. Satarken de ilanın altında: “dünya görüşü değişikliği nedeniyle..”, “tertemiz..”, “ihtiyaçtan..” vs.  gibi ifadeler yer alıyor; alana şimdiden hayırlı olması dileniyordu.

 

Doğum yılını satın alanlar, yaşama o yılların genel birikimi ve duygularıyla,

ama satın alınan yıldaki yaşta başlamak zorundaydı.

 

Aslında buna göre:

1990’lı yıllardan seçim yapacak birisi, daha genç olabilecekken,

1970’li yıllardan alım yapanlar serbest piyasada daha yüksek ücret ödüyorlardı.

 

2000’li doğum yılları hem ucuzdu, hem de bu kadar sevgisiz - bu kadar kirletilmiş bir dünyaya kaldıkları için yanında ücretsiz olarak 2010’lu bir yıl da alabiliyorlardı. 2000’li yıllar zaten tek kullanımlıktı; bütün günleri çekirdeksiz, tatsız, birbirinden farksızdı.

 

** ** **

 

1950’li, 1960’lı doğum yıllarına ait tek bir ilan bulabilmek imkansızdı.

 

Kazara bir ilan düşse, anında muazzam servetler ödenerek kapatılıyordu. Eski bedene herkes razıydı -

o yıllara bir çocuk olarak, bir genç olarak tanık olabilmenin kıymetinin herkes farkındaydı.

 

Bir ilan çıkarsa, altında malı satmak için:

Barış Manço’nun, Beatles’ın, Zeki Müren’in hayatın dolaşımına girişine tanık olmak,

tribünlerde şişlenmeden “Ya ya ya - Şa şa şa” diye hep bir ağızdan masumca bağırabilmek,

bir sivil savunma tatbikatında “canavar siren” sesinden aynı korkuyu duyabilmek,

tutumlu olabilmek, kıymet bilmek, bir telefona kavuşabilmek,

el yazısı ile yazılmış bir mektup alabilmek, bir bekçi düdüğü duyabilmek,

emek emek yapılmış yemeği aynı sofrada, aynı anda, sohbet ederek yiyebilmek,

hiçbir şey sahibi olmadan bu kadar mutlu olabilmek…     vs. gibi ifadeler yer almazdı;

gerek de kalmazdı –

anlayan zaten fena halde anlardı.

 

** ** **

 

Devir değişmişti; bütün kavramlar gibi, doğum yılları da satılıktı.

 

Ufukta, ölüm yılları satışa sunulmayı beklerken,

kaparo verene ön kayıtlar çoktan başlamıştı…

 

düş hekimi yalçın ergir  -  on yedi eylül iki bin bilmem kaç

(bu ülkede “evet; sevdik..",  http://www.ergir.com/evet_sevdik.htm  her on yılda bir sahnelenmeliyken)

 

 

 

http://www.ergir.com

 

 

 

 

 

  Düş Hekimi Yalçın Ergir

Facebook Paylaşım Sayfası

https://www.facebook.com/dushekimiyalcinergir