YAZ OĞLUM!
- Yaz oğlum; kaza mağdurunun üzerinden çıkan zati eşyalar aşağıdakilerdir:
85 lira nakit para, 1 adet sarı ördek anahtarlık ve 3 adet anahtar 1 adet Singer dikiş makinesi...
Eğer 2014’ün Ağustos’unda bir kaza gelirse başıma ve üzerimde bir gazete kağıdı örtülüyken bir tutanak tutulursa başımda, belki de Bekçi Murtaza ciddiyetiyle bu satırlar yazılacak yanımda.
Çünkü bu ara niyeti dikiş öğrenmeyle bozdum - ve “her gün” işe giderken, 115 litrelik dalgıç çantasına koyduğum koca dikiş makinesini taşıyorum sırtımda.
** ** **
Daha önceki yıllarda yazılması gerekseydi bu “Şahsın Üzerinden Çıkanların Listesi...”:
- Yaz Oğlum; bele takılı 2 adet Cankurtaran Simidi... diye de başlayabilirdi.
Bisikletle gittiği bir ilçede, güzelim 2 koca “Cankurtaran Simidi” bulup alan birisi, şehirlerarası yoldan geri dönerken, o simitleri beline takmadan nasıl taşıyabilirdi?
Yol yorgunu kamyon şoförleri, önünde 2 cankurtaran simidiyle pedal basan bir bisikletli gördüğünde, “kaza geliyorum!” demez de ne diyebilirdi?
Ya da bozkır Ankara’nın Ulus’unda, 2 koca “Kayıkçı Küreği” görülüp alındığında,
- Yaz oğlum, 2 adet “Kayıkçı Küreği...” diye başlamaz mıydı bir tutanak – gözü dalmış bir şoför kaldırıma daldığında?
Muhtelif zamanlarda, şimdi burada izah etmesi güç nedenlerle alınmış ve sokaklarda elde dolaşılmış:
… kıyma makinesi, pirzola demiri, yaprak dolu hamal küfesi, at arabası tekerleği…
olarak uzayabilir bu “Yaz oğlum!”lar listesi.
** ** **
Duvar saati olmuş can simidinin, barfiks olmuş kayıkçı küreğinin önünde - içeride zikzak dikişler, masuralar, fistolar, telalar, biyeler beklerken, bir satır daha eklenecekse bu satırlara:
Yanıtlar da farklı olabilir o kazadan sonraki cenaze namazında:
- “Ey ahali; merhumu nasıl bilirdiniz?” diye sorulduğunda;
içi masmavi boyalı bir tabut başında, can bedenden çıkmış - huy kaldığında...
düş hekimi yalçın ergir http://www.ergir.com
(ben nasıl unuturum seni?) http://www.youtube.com/watch?v=RSrISKCVjdQ
|