SOHBET 1:
- Ağaçlar ağlar mı?
- Ağlar; hem de hüngür hüngür ağlar…
Bu doğru;
bu bana anlatılan, ya da ansiklopedide okuduğum bir bilgi değil.
Evet; dün gerçekten park bankında yazdığım “Ceviz Ağacı ve Çocuk”
yazısında yer alan:
“ağaç gövdesindeki yüz”ün gözlerine, gözyaşı gibi su damlatıp, bir
mizansen hazırlamıştım.
Ama o gövdeye yıllar önce el koyduğumda, yani o ağaç daha yeni
kesilmişken;
o gözlerden gerçekten gözyaşı akmaktaydı.
Yıllar önce, Bülten Sokak yokuşundan yukarıya çıkarken; sağ
taraftaki eski bir binanın bahçesindeki koca ağacı kesmişlerdi.
Güzelim ağaç, tüm heybetiyle yola paralel yatıyordu ve ona doğru
yaklaşırken
bana bakmakta olan gövdedeki yüzde, gerçekten gözyaşından başka
tarifi olmayacak akıntıyı görüyordum.
Ağacı götürebilmek için elinde motorlu testere ile parçalara ayıran
işçiden rica ettim:
- Şu gövdeden salam gibi bir dilim kesip, bana verebilir misiniz???
Az sonra; kucağımda koca bir dilim ağaç gövdesine sarılmış olarak
koşar adımlarla inime dönüyordum.
Gözyaşlarını silip; o hüzünlü yüzü tam karşıma koyuyor –
ona yıllarca sevgiyle bakıyordum.
Bir gün; nefes tükenip, eşyalar dağıtılırken;
tavandaki çalının, duvardaki bir ağaç parçasının anında atılacağını
bilsem bile –
o nefesleri aldığım sürece, o göz göze gelebilişlerin mutluluğunu
duyuyordum…
** ** **
SOHBET 2:
İnsanlar büyüdükçe, düşler düşünceler
sayısallaştıkça ve paylaşmak istediklerimi artık anlatamayıp, yazı
yazmak zorunda kalınca anlamıştım ki: “pek çok eğri dünya için
yazarlık bir meslek değil – duygusal bir zorunluluk.”
Böyle olunca da masa başında yazılamıyor pek çok masal. Beyaz bir
balina limana girdiğinde, çocuklar onu adı ile çağırıp, başını
okşuyorlarsa, bu “gerçekten yaşanmış” masalın -
o limanda, oracıktaki hamsi kasalarının üzerinde yazılması
gerekiyor.
Ya da uğultulu bir tepedeki Yalnız Ağaç’ın öyküsü, şakır şakır yağan
yağmur altında o tepeye çıkılarak, bilgisayarın üzerine yağmurluk
konarak, o ağacın dibinde yazılması gerekiyor.
Dün bokum donarak, o park bankında, Neyzen Tevfik Sokak’taki ceviz
ağacının masalının yazıldığı gibi…
hep düş – hekimi yalçın ergir
** gerçekten yaşanmış “Beyaz Balina Aydın” masalı:
http://www.ergir.com/beyaz_balina_aydin.htm
|