Başkent Üniversitesi Ortodonti Anabilim Dalı'nda Biz Bize

BAŞKENT ÜNİVERSİTESİ ORTODONTİ ANABİLİM DALI’NDA; BİZ BİZE…

Bir çocuksunuz ve anneniz sizi çok sevdiğiniz diş hekimi Rezzan ablaya götürüyor.

Ödünüz hiç kopmazken: “Büyüyünce sen ortodontist ol…” deniyor.

İlk defa duyuyorsunuz o garip kelimeyi; ama sanki “Hipocampelifantocamelos”u tek seferde söyleyebilen bir çocuk gibi, tekrar edebiliyorsunuz “Ortodonti”yi.

Daha sonra, lise mezuniyet yıllığınızda yazıyor ne olacağınız; altına not da ekleniyor: “… ileri zekalı mı, yoksa geri zekalı mı olduğuna henüz sınıfça bir karar veremedik…. …hasta bulamayacağı düşüncesiyle, deli doktoru olmasına karar verilmiştir…”

** ** **

Çok önemli rol modeller, hayranlıklar, Plato’nun Symposion’unda bile geçmeyen büyük aşklar vardır yaşantınızda.

Sadece bu dünyada değil, öteki dünyada da seve seve yapmak isteyeceğiniz uğraşılar, meslekler armağan edebilirler tek cümlelik konuşmalarında.

Bugün belki inşaat mühendisleri, muhasebeciler ya da avukatlar ailesinin konuğu olacaktım aynı heyecanla – Rezzan Abla o koltukta, kulağıma o mesleği fısıldamış olsa.

** ** **

Belki başka bir alandaki güzel bir aileyi tanıyacaktım bugün ve bilemeyecektim;

Başkent Üniversitesi Ortodonti Anabilim Dalı’nda nasıl sıcak bir bilim dünyasının kurulduğunu,

sevgili Prof. Dr. Ayça Arman Özçırpıcı’nın başkanlığında, adeta butik bir üniversite kliniğinin nasıl dünya standartlarında hizmet sunduğunu.

Mutlulukla bir kanıt daha bulamayacaktım; eğitim - öğretim çorbasında, tevazu ve insan sevgisinin tuz değil, ana malzemelerden olduğunu.

Ve onlara anlatamayacaktım;

“karanlıktan ödü kopan gömülü diş” masallarımı da,

bir insan işini “ne kadar severse sevsin”,

hala yapabilirken yapabileceklerini,

öğrenebilirken öğrenebileceklerini,

söyleyebilirken söyleyeceklerini,

alabilirken tadılacak keyifleri,