Sokak Köpeği ve Ben (öylesine bir gece sohbeti)
Bu akşam bilmiyordum bu kadar lüks bir ortamda olacağımı, heybemde spor çorapları, elma ve kutu mendille gitmiştim oraya. ÇOK sıkılmıştım kendimi hiiç ait hissedemediğim o plastik ortamda.
- Benim ayrılmam gerek... Yanımda bir fısıltı: - Ben de çıkmak istiyorum...
Ama tek başına sokaktaydım sonuçta. Kaldırımda accayip lüks bir araba; caddeye iniyorum geçebilmek için. Arabada, yedi sene sınıf arkadaşım olsa, bir kere kantine gitmeyeceğim bir herif. Hava, caka bin beş yüz; özür dilemek geliyor insanın içinden, o gaza sinirli sinirli basarken.
Ve homurtunun hemen ardında o sokak köpeği.
O ürkek bakışlar.
O gece nerede uyuyacağını, o yarın ne yiyeceğini, öteki gün nasıl öleceğini bilemeyenin - ama o müthiş “özgür”ün bakışları. O gece kendimi enn yakın hissettiğim yaratık.
Benden de kaçıyor – Kaç ulan; kaç tabii. Karşıda çöp arabasının farları; - Kaybol git dilediğin yere; dilediğin yıldızın altında uyu bu gece...
** ** ** Önünden yürüyerek geçiyorum; tıklım tıklım mekanlar - sanki tıpkıbasım insanlar.
Masadakilerin “hepsinin” elinde birer telefon, hepsi içine düşmüşler; yanındaki ölse paylaşımlardan öğrenecek, bi selfie koysa “beğen”ecekler.
** ** **
Bu gece çok özlediğimi hissediyorum özgür arkadaşlarımı. Bir park bankında, bol afişli bir odada, hesapsız kitapsız konuştuklarımızı; umutları, hatta buruklukları.
Bu gece loş odamda çook sokak kedisi modundayım yine; ağır bir felsefe yok elbette, ama bir telefon açıp anlatmak istediklerimi yazıyorum size - yarın sabah gözlerimi açtığımda geçmiş olmaması dileği, önümüzdeki Cuma gecesi dinletilerine gideceklerimin çok sevdiğim o şarkı sözleri: https://youtu.be/NEkLHslHGfo?list=RDNEkLHslHGfo ve hep ve çok içten sevgilerimle...
sokak kedisi yalçın ergir
|
Facebook Paylaşım Sayfası |