DİŞ’İ İPTEN ALMAK... (Diş İpi & Hakkında Bilinmesi
Gerekenler)
dr. yalçın ergir - ortodonti uzmanı
Önsöz’den önce Sonsöz:
“Diş ipi kullanmak; diş bakımının
olmazsa olmaz yarısıdır...”
** ** **
Paylaşılmayan birikim; sıfır ile
çarpılmış bir değerdir.
- Hayatta en çok “eğri dişler”,
sonra da “çürük dişler” gördümse
ve bugüne kadar hep ortodonti
birikimlerimi paylaşmışsam;
bu makale ile boynu bükük diş ipi
hakkında da bilgilendirebilmeyi,
hakkını teslim edebilmeyi
diliyorum.
----------------------------------------------------------------------------------
DİŞ İPİ; AĞIZ BAKIMI’NIN PROTOKOL
SIRALARINDA:
DİŞ FIRÇASININ VE DİŞ MACUNUNUN
ARKASINDA DEĞİL -
DİŞ FIRÇASI İLE “EŞİT ÖNEMDE” VE
YANINDA;
DİŞ MACUNUNUN İSE ÖNÜNDE YER ALIR.
BİYOBİRİKİM açısından florür
dozları önem taşımaktadır. Fazla florürün ancak
%20’sinin atılabildiği, pek çok gelişmiş ülkede şebeke
suyuna florür konulmasının yasaklandığı bilinmektedir.
Atılamayan “yüksek” dozların
birikimiyle; merkezi sinir sistemi, üreme sistemi,
tiroit gibi hormonlar ve pek çok vücut sistemi olumsuz
etkilenebilmektedir.
AĞIZDA TEMİZLİĞİN “MEKANİK” OLANI
MAKBULDÜR. EN YALIN İFADE İLE:
“DİŞLERİN HİÇBİR YÜZEYİNDE VE DİŞ
ETİ CEPLERİNDE BİRİKİM, PLAK BARINMAMALIDIR”
MİKROBİYOTA dengesini kimyasal
olarak bozmak doğru değildir. Tertemiz ve sağlıklı bir
ağzın, mikroorganizmalar açısından doğal bir florası
vardır. Bu organizmalar içinde mantar enfeksiyonlarına
engel olanlar da vardır. Riskli bir enfeksiyon,
kontamine yaralanma, ya da kapsamlı bir cerrahi girişim
sonrası değil ise; yararlı olan organizmaları da yok
ederek ağız boşluğunda kimyasal bir sterilizasyon
sürdürmek tıbbi bir hatadır.
Doğrudur; diş fırçası ulaştığı her
yeri temizler; çürük ve diş eti iltihabı oluşturma
potansiyelindeki birikimleri diş üzerinden uzaklaştırır.
Peki; ya FIRÇANIN GİREMEDİĞİ,
DİŞLERİN ARA YÜZEYLERİ NASIL TEMİZ KALABİLİR?
Kürdan gibi bir mızrak ile asla -
DİŞLERİN ARASI SADECE VE SADECE DİŞ İPİ İLE
TEMİZLENEBİLİR.
DİŞ ÇÜRÜKLERİNİN “ÇOĞU” SİNSİ BİR
ŞEKİLDE, DİŞLERİN BİRBİRİNE KOMŞU “ARA YÜZLERİ”NDE
OLUŞUR.
Bu sahalara diş fırçasının
yapabileceği bir şey yoktur. Burayı en etkin şekilde,
araya girebilen diş ipi temizleyebilir.
Yani DİŞ FIRÇALAMAK şarttır –
ama tek başına YARIM KALMIŞ BİR DİŞ
BAKIMI İŞLEMİDİR;
diş aralarını iple temizlemek de
şarttır, bu da fırça olmadığında yarım kalacak bir
işlemdir.
Gizli düşman, ortadaki düşmandan
daha tehlikelidir. Dişlerin çiğneme yüzeyinde oluşmakta
olan çürükler göz önünde olduklarından kolaylıkla fark
edilebilir.
Ya; sadece röntgen çekildiğinde
görülebilen, ulaşılmamış ara yüzeylerde, hissettirmeden
gelişmekte olanlar nasıl fark edilecektir? Ara yüz
çürükleri fark edilebilmeleri açısından çiğneme yüzeyi
çürüklerinden daha sinsi bir tehdittir.
DİŞ İPİ NE ZAMAN VE NASIL
KULLANILMALIDIR?
Diş ipi, her öğünden “sonra”,
DİŞLERİ FIRÇALAMADAN “ÖNCE” kullanılmalıdır.
Her öğün olamayacaksa bile; “hiç
olmazsa” akşam dişleri fırçalayıp yatmadan önce
kullanılmalıdır.
Dişlerin ara yüzleri temizlendikten
sonra, çiğneme yüzeylerindeki girintiler, Sağlık
Bakanlığı onayından geçmiş herhangi marka bir diş
fırçası ve eser miktarda macun ile fırçalanmalıdır.
Tercihen fırça düz, çok büyük olmayan başlı, orta sert,
temiz ve kuru olmalıdır. Bu yüzden herkesin 2 diş
fırçası olmalıdır; biri sabah, diğeri akşamları
kullanılmalıdır ki, kullanım sonunda; önünde 24 saatlik
bir kuruma zamanı kalabilmelidir. 2 ayrı fırça prensibi
elektrikli diş fırçalarının değişebilen başlıkları için
de geçerlidir.
Diş ipinin tarihi 1820’lere
dayanırken; ülkemizde 1980’lerden itibaren
yaşantımızdaki yaygın yerini almaya başlamıştır.
Başlarda saf ipek liflerinden yararlanılırken; kopmaya
direncin artması için 1940’lardan itibaren naylon esaslı
ipler kullanılmaya başlamıştır.
Günümüzde pek çok kalınlıkta,
mumlu, mumsuz, florürlü, florürsüz, farklı tasarımlarda
diş ipi üretilmektedir. Dişlerin sık ya da aralık
oluşuna göre diş ipi tercihini şahıs yapmalıdır. Bence
önemli olan: “Kullan da, Hangisini Kullanırsan
Kullan...”dır.
Aslında: “Yeter ki Niyetin Olsun;
Doğru Kullan, Aralar Temiz Kalsın da, Nasıl Kullanırsan
Kullan...” da diyebilirim.
Yani dişlerin arasına giren ip, diş
eti sınırında durmalı; daha da zorlayıp diş etini
zedelememelidir.
**DİŞ İPİ KULLANMADAN ÖNCE ELLER
MUTLAKA YIKANMALIDIR**
40 -50 cm civarında bir diş ipi
kopartılmalıdır. İp, her iki elin tercihen işaret
parmaklarına ya da orta parmaklarına, dolaşımı
bozmayacak gerginlikte 2-3 tur dolanmalı;
her iki baş parmakla gerginliği
ayarlanarak 3 cm’lik bir kısım iki dişin arasına
sokulmalı
ve diş eti sınırında durmalıdır.
Önce arkadaki dişin ön yüzeyine “C
harfi” gibi sarılmalıdır (KUCAKLAMALIDIR)
İpin hareketi her diş arasında öne
arkaya doğru değil, HEP DİŞ ETİNDEN UZAKLAŞMA YÖNÜNDE,
tek tek seri bir şekilde devam etmelidir.
Daha sonra da öndeki dişin arka
yüzeyi, yine C harfi formundaki sarılma ile diş etinden,
dişin ucuna doğru temizlenmelidir.
** AMAÇ İKİ DİŞ ARASINA
BİRİKMİŞLERİ ÇIKARMAKTIR;
DİKKAT EDİLMELİ, DIŞARIDAN DİŞ ETİ
CEBİNE YİYECEK ARTIKLARI İTİLMEMELİDİR.
Bu işlem sırasında yan yüzeyi
dolgulu bir dişin dolgusu çıkarsa, üzülecek bir durum
yoktur. Çünkü ancak “hatalı yapılmış taşkın dolgular diş
ipi ile çıkar”; bu vesile ile diş ipi ile çıkmayacak,
anatomik olarak uyumlu bir dolguya kavuşma şansı ortaya
çıkmış olur.
Diş ipi zedelemeyecek şekilde diş
eti sınırına geldiğinde, diş eti kanaması oluyorsa; bir
diş eti hastalığından söz edilebilir. Diş ipi bir tedavi
değil, bir önlem aracıdır. Dişlerdeki kalsifiye olmuş
plakların, diş taşlarının MUTLAKA BİR DİŞ HEKİMİ
TARAFINDAN TEMİZLENMESİ gerekmektedir.
Diş ipi çok sıkışık aralara
girmiyorsa ve kopuyorsa, mikron düzeyinde bir
zımparalama ile diş ipinin sıkı da olsa girebilmesine
ortam sağlanmalıdır. Diş minesine yapılacak bir zımpara
elbette zararlıdır. Ancak zararlardan zarar
beğenilecekse; temizlenemeyen mine bölgesinin başına
gelecekler, mikron düzeyinde aşınmış tertemiz minenin
başına gelebileceklerden daha berbattır.
DİŞ ARALARI; YERİMİZ DE, YENİMİZ DE
DAR OLSA, İPLENMELİDİR.
Diş ipleri bu iş için özel olarak
üretilmiş ipeksi lifli naylon materyallerdir. Neredeyse
Teflon sağlamlığındadır. Yokluk durumlarında “gerçek diş
ipi bulununcaya kadar” tuhafiyecilerde satılan,
elastikiyeti azaltılmış, sonsuz elyaf naylon 6.6'dan
yapılmış bondlu naylon dikiş ipliği, ya da %100
polyester: “Boncuk İpi” imdada yetişebilir.
İnce olmasına rağmen son derece
sağlam ve pürüzsüz Boncuk İpi’nde; doğal rengine en
yakın olması - en az boya ihtiva etmesi açısından, kırık
beyaz renkte olanlar tercih edilebilir.
Kullanılmış diş ipi atılmalı; her
kullanımda yeni 40-50 cm’lik ip koparılmalıdır.
SABİT ORTODONTİK TEKNİKLER
UYGULANMAKTAYSA
Daha zahmetli de olsa; diş ipi yine
uygulanmalıdır. Diş ipi, dişlerin tele kadar olan
bölümündeki ara yüzleri rahatlıkla temizleyebilir.
Ancak telin altı ile diş eti
arasındaki bölüme direkt girilemeyeceği için, o bölgeye
sanki bir dikiş iğnesinden geçirir gibi önden diş ipinin
ucunu sokmak - arkadan ucu çekerek küçük hareketlerle
dar bölgenin temizliğini yapmak gereklidir. Bunu
muntazam uygulayabilmek zor olduğu için; hiç olmazsa
arada yapılmalıdır.
Ortodontik tedaviler bittikten
sonra, dişlerin tekrar bozulmamaları - yeni
pozisyonlarının korunabilmesi için pekiştirme apareyleri
uygulanmaktadır.
Dişlerin arka yüzeylerine
yapıştırılan tel; ortodontik tedavi sırasında önden
geçen telde olduğu gibi, diş ipinin kullanımını hem
zorlaştırmakta, hem de yiyecek artıklarının birikmesi
açısından olumsuz bir ortam oluşturmaktadır.
Ulaşılamayan sahaları olan dişler çürük ve diş eti
hastalığı, dolayı ile kemik çekilmesi riski altındadır.
Kanımca ortodontik tedavi ile elde edilen çene - diş
uyumunu en hijyenik pekiştirme yöntemi: dişlerin tamamen
temizlenebilmesine olanak sağlayan çıkartılabilen ince
plaklar ile korumaktır.
Hastanın diş bakımına sadık, ancak
pekiştiriciyi kullanmakta disipline tam uymadığı
durumlarda oluşabilecek hafif eğrilme tehdidi bile,
çürük ya da diş eti hastalığı riskinden daha az kötüdür.
SABİT PROTEZLERDE DİŞ İPİ KULLANMAK
Aynı “ortodontik braketlerin tel
altlarının temiz kalmasının şart oluşu” gibi, “sabit
köprü gövdelerinin altlarının da temiz kalması şarttır”.
Bu gövdelere de, ortodontik tellerde olduğu gibi, diş
ipinin dışarıdan ucunun sokularak iç taraftan çekilmesi
– gerdirilip, gövde altının temizlenmesi gerekmektedir.
Ancak bu sahadaki temizlik ipten daha çok, diş arası
fırçaları, ya da küçük başlı diş fırçası kıllarının bir
kısmının içeriyi süpürmesi ile elde edilmelidir.
ARA YÜZÜ DOLGULU DİŞLERDE DİŞ İPİ
Yukarıda belirttiğim gibi, diş ipi
sadece taşkın yapılmış dolguyu söker. Diş eti sağlığı
için olumsuz taşkın dolgular da zaten düşmese bile
uyumlu olanlar ile değiştirilmelidir.
ÇOCUKLARDA DİŞ İPİ
Temizliğin çocuğu, büyüğü yoktur.
Süt ya da daimi:
ORTADA BİR DİŞ VARSA, HER YÜZEYİ
TEMİZ OLMALIDIR
DİŞ FIRÇASI DİŞ ARALARINA
GİREMEYECEĞİ İÇİN
VE ÇOCUKLARIN SÜT DİŞLERİNİN
ÇOĞUNDA “ARA YÜZ ÇÜRÜKLERİ" GÖRÜLDÜĞÜ İÇİN,
2,5 yaş civarında oyun ile artık
yavaş yavaş EBEVEYN KONTROLÜNDE diş ipi kullanılmalıdır.
ÇOK AZ BAŞARILI OLMAK dahi; hiç
kullanmaya başlamamaktan iyidir.
6 yaş civarında süt dişlerinin
aralında çene büyümesi ile birlikte aralanmalar oluşur;
aralanmanın olmayışı, daimi
dişlerde oluşacak çapraşıklığın habercisi olabilir.
Dişlerdeki çapraşıklık
potansiyelinde; diş ipinin önleyebilecekleri göz ardı
edilmemelidir.
EVDEN ÇIKARKEN:
Diş ipi; önemi fark edildiğinde -
“bulunması şart olanlar”
listesinde, cep telefonundan önce gelecektir...
dr. yalçın ergir – ortodonti uzmanı
ankara / mayıs 2016
devamı:
Diş'i İpten Almak -2
http://www.ergir.com/2016/disipi_2.htm
20 YAŞ DİŞLERİ İLE İLGİLİ PAYLAŞIM:
http://www.ergir.com/2014/muvekkilim_20_yas_disi.htm
ORTODONTİ MAKALELERİ:
http://www.ergir.com/ortodonti.htm
|