501. YAPRAK (eğri yaprak)
 

Onlar kaderin bir araya getirdiği bembeyaz 500 yapraktı. Hepsi tam 210 milimetre genişliğinde, 297 milimetre uzunluğundaydı.

Kısaca A4 denir, ambalajları yırtılıp, yazıcı kağıt tepsisine konurlardı. Üzerlerine ya mürekkep tükürülür, ya da cayır cayır lazerle yakılarak grafikler, Arial fontlar, Excel tablolar basılırdı.

Bir gün açık pencereden odaya rüzgarın taşıdığı bir yaprak girmiş; aralarına karışmıştı. Başlarına bir felaket gelmiş; onlara “dışarıları” anlatmaya başlamıştı.

Eğri büğrü bir yapraktı, ama ne hayat yaşamıştı. 500 adet 210x297 milimetrelik yaprak, onu can kulağıyla dinliyordu; neticede onlar da bir zamanlar ulu bir ağaçtı.

- Hadi gelin; sizi arkadaşlara götüreyim… dedi 501. yaprak.

- HADİİİ… dedi A4’ler; hep birlikte bağırarak.

Rüzgar gelip aldı kucağına.

Masaüstü “Sonbahar” olan Windows 10 bakarken ekrandan,
masanın üstünden havalanıp, pencereden uçuup gitti yapraklar.

** ** **

Yukarıda; en önde solmuş bir yaprak, göçmen kuşlar gibi V şeklinde havada uçuşurken, hepsinde müthiş bir coşku vardı.

Aşağıda; solmuş yüzlü insanlar, “hep aynı - hep aynı”ya adım atmaktaydı. Sadece bir çocuk başını kaldırıp gökyüzüne bakacak, bu cümbüşe tanık olacaktı.

Elini tuttuğu annesine haber verdiğinde, karşılığı “önüne bakarak yürümesi” için, kulağının çekilmesi olacaktı.

Bir zamanlar uçaktan atılan kağıtların peşinden koşan annesi; az sonra da yerdeki yaprakları gösteren ufaklığın öteki kulağına asılacaktı.

** ** **

Kağıtlar yere konmuşlardı. Binlerce solmuş yaprak onları kalpten: “HOŞ GELDİNİİİZ…” diye karşılamıştı.

Sanki vahşi doğanın ortasındaki bir kulübede, Wall Street’den gelmiş bir heyet vardı.

Artık öze dönme ortamı ve zamanıydı;
herkes kendisi gibi olacak, kendisi gibi solacak -
aynı topraklarda bir sonraki nesil için gübre olacaktı.

Bülten Sokak’ta bir yazıcı kağıt tepsisi boş kalmıştı.

Tül perde olanları anlatınca, sahibi kırtasiyenin yolunu tutmayacak -
denizlere çıkan sokaklarda, 501. yaprağı aramaya başlayacaktı.

Canınız sağ; camınız, bahtınız her daim açık olsun…

düş hekimi yalçın ergir http://www.ergir.com

20 ocak 2016 – bülten sokak