işler; güç’ler…

Dün:
Mağazanın çalışanları toplanmış bir köşeye sohbet ediyorlar.

- İyi günler; 32 GB micro sd kart var mı?

- Yok…

Sohbet devam ediyor; mağazada buluyorum “Yok...” dediklerini
ve onlara söylemeden kasaya gidip ödüyorum bedelini.
** ** **

Yine dün:
Başka bir mağaza; sadece tek markanın ürünleri satılıyor, içerisi ışıl ışıl.

- Bu tabletin OTG desteği var mı? (usb desteği)

Mesaj yazmaya ara verip başını kaldırıyor:

- Vardır… (ve devam ediyor)

Yani tercümesi: “belki de yoktur; her şey olabilir – rahatsız etme akşam akşam”

İnternetten bakıyorum oracıkta ve OTG desteğinin olmadığını buluyorum.

Bilgi, almak isteyene verilir; sessizce ve bir daha dönmemek üzere çıkıyorum.
** ** **

Az önce:
Blucinimdeki yırtığı dün tamire vermişim.

“Akşam 18:30’da gel –al…” denmişim ve bugün öğlen almaya gitmişim:

- Abi; unuttum senin işi. Vaktin var mı? Ya da 1 saat sonra bir daha gelsen??
** ** **

Sonra da acıyor insan bu tembel ruhlar ya da tembel ruhlarla yola çıkanlar:
“işler durgun”, “piyasada yaprak kımıldamıyor”, “kriz mahvetti bizi” vs vs. diye ağlaşırlarken.

Tamam; çok şeyi kendi içimde halledebiliyorum öğrendikçe, ama “en az”a indirgesem bile -
ÇOK bıktım ruhsuz, sorumsuz, duygusuz, saygısız, iş disiplinsiz insanlara bağlı olmaktan.

Amir kişi, sadece resmiyette değil, özelde de önemli kişidir.
Seni ilgilendiren bir konuda, “bağlı olduğun kişinin çapsızlığı”ndan daha beteri:
onun da bu durumun farkında olması değil midir?

Ders ve bilgi, almak isteyene verilir.

Oracıkta polemiğe girmeler, onu işinden etme şikayetleri de bence gereksizdir;
o nafile kulvarda, ancak sana ait: “ders ve bilgi alıp, paylaşmada kullanacağın”
bir avuç zaman yitirilir…

düş hekimi yalçın ergir http://www.ergir.com
16 şubat 2016
 

düş hekimi yalçın ergir     http://www.ergir.com

 

 

 

   Düş Hekimi Yalçın Ergir

Facebook Paylaşım Sayfası

https://www.facebook.com/dushekimiyalcinergir