Erkeklerin Gizemsiz Dünyası...
“Mutfaktan bir bardak su getirmeye üşenen” bir takım adamlar;
her Pazar sabahı alarmı kurmadan erken kalkıp (geç yatmış da olsa,
yoldan gelmiş bile olsa),
karda, buzda, yağmurda, rüzgarda, sıcakta koşa koşa halı sahaya
futbol maçına gidiyorlarsa,
plastik cerrah, piyanist, fizyoterapist, pediatrist, gitarist,
ortodontist... gibi mesleklerden olup, yaşamları parmaklarının
sağlığına bağlı olduğu halde, ölümüne topa giriyorlarsa,
en kibarı bile, bir hatalı pas sonucunda, tanınmaz hale
gelebiliyorsa,
yeni evlenen, çocuğu doğan, ateşler içinde uyanan bile o hafta maça
geliyorsa,
daha sonra saha boşsa, maç uzadıkça uzuyorsa,
bazı maçlar acil servis koridorlarında bitiyorsa,
sakatlandığımda bastonla kaleye geçmiş birisi olarak diyorum ki:
o erkeklerden ne köy oluuur; ne de kasaba.
** ** **
Bu sabahki "maç sırasında", bir Facebook yazışması da oldu sonunda.
Tam sahanın kenarında telefonu çantama koyarken, Murat Güner’in, dün
geceki yazımı “beğen”diği uyarısı belirdi ekranda.
Anında: “Günaydın” yazdım mesajla.
Maç başlamıştı ve bırakamazken telefonu, ondan da komik bir yanıt
alınca, rakip kalede gol ararken, verdim telefonu gitar akademisyeni
Selçuk’a .
Golü kaçırmıştık; sahamıza dönerken o anın fotoğrafını çektik;
yazışmanın aslında bir maç sırasında olduğunu göstermek için
Murat’a...
düş hekimi yalçın ergir / gelecek Pazar sabahına 155 saat kala
http://www.ergir.com
|