Duyul(may)ACAK
Bir Doğum Günü Armağanı: Efem...
İsterim ki bir gün sevenlerin
hüznüyle toprağa verilmeyeyim.
Tam o sırada, uğurlamaya gelenlerin hep birlikte:
Kaptanzade Ali Rıza Efendi’nin “Efem”ini söylemelerini –
geride kalan Dünya misafirlerinde buruk bile olsa;
o günden de bir tat, duygusal bir iz kalmasını isterim.
Bugün benim doğum günüm. Dünya’ya gelişimin
“hem de 60.” değil - “henüz 60.” senesindeyim.
6000 sene yetmeyecek öğrenebilme, uygulayabilme,
öğretebilme hissinde;
tanıma, her şeye (sil baştan da olsa) başlama azminde,
hevesinde, keyfinde -
koşarak gitmek istediğim ayağa gelmez güzelliklerin
tarifsiz heyecanı içindeyim.
Bugün, yani bundan sonraki yaşantımın “ilk” gününde;
gördüğüm - görmediğim, belki de hiç istemeden üzdüğüm
dostlarımdan,
paha biçilmez, duyulmayacak (sanılan) bir doğum günü
armağanı isteyebilir miyim???
Bu armağan sadece:
Arzu Görücü’den “Efem”i dinleyip:
https://youtu.be/2ybcRy9ciNc
https://open.spotify.com/track/6XAgNZMO7cP8fH711jVZnw
fısıltıyla ya da yüksek sesle eşlik etmeniz.
Benim tam şu anda hissettiğim baş dönmesini değil –
müthiş gönül dönmesini de aynen hissedebilmeniz.
Öfke değil, sevgi;
çekinme değil, yürekle katkı değil mi -
bir koca avuç yaşamda “güzellik” dediğimiz?
Kim ne de...-mez! Dese de fark etmez;
çünkü kanat varsa gizlenemez.
Gözleri yummak, kolları açmak serbest;
yerimiz, yenimiz, yüreğimiz hep geniş:
- Eğilmez başın gibi, gökler bulutlu efem;
dağlar yoldaşın gibi, bize ne mutlu efem...
Göremesek de, duyamasak da,
o an kendimiz gibi ve 1’likteyiz -
bu armağanı esirger misiniz??
Paranın alamayacaklarıyla,
gönül döndüren duygularla,
HEP BİRLİKTE ve SAĞLIKLA;
nice yıllara - 60000 yaşlara...
düş hekimi yalçın ergir
http://www.ergir.com
27 Ağustos 002017 – güzel ankara |