Geçiip gittiğimiz Ankara...

 

Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nin yanından, Ankara Kalesi’ne çıkan Gözcü Sokağı yokuşundan kaç defa geçiip gitmiştir Ankaralılar?

 

Kaç Angaralı bilmiştir; yokuşun dibinde 1900’lü yılların başında şimdiki Kadife Sokağı’nın devam ettiği bir yol değil, Ankaralıların “Pank-i Osmani” dedikleri “Bank-i Osmani” binasında, Osmanlı Bankası’nın ilk Ankara şubesinin bulunduğunu?

 

O şubenin (bazı kaynaklar 1917 dese de) “32 Yangını” olarak anılan (Rumi 1332) 14 Eylül 1916’da yandığını; daha sonra üzerinden yol geçtiğini; kurtulan komşu binaların Ankara Taşı’ndan örülmüş duvarlarının önünden hala geçip gittiğimizi ve o duvarın 1900’lerin başında çekilmiş fotoğraflarda da yer aldığını?

 

 

24 Kasım 1927’de coşkulu bir törenle açılan Zafer Abidesi’nin, Cumhuriyet Tarihi’nin en eski görgü tanıklarından olduğunu; Ulus İşhanı ve çevre düzenlemesi yapılırken, 1956 senesinde, Vali (aynı zamanda Belediye Başkanı) Orhan Eren zamanında kaldırılıp, biraz da yükseltilerek Yenişehir’e (Kızılay’a) doğru 10 metre ötedeki bugünkü yerine taşındığını? Üzerindeki yazılar 1 Kasım 1928 Harf Devrimi’nden önce yazıldığı için, genç Ankaralıların daha çok rölyeflerdeki detaylardan anlamlar çıkarttığını?

 

Her şey elbette değişiyor; troleybüs telleri, Sümerbank, Yeni Sinema, kumbara şeklindeki saat yok artık yaşamımızda. Hüzünleniyor insan Ankara’nın taşına baka baka –

ama yine de biliyorum ki, tarih boyunca hep yeni güzellikler, yeni bebekler, yepyeni sevgiler durdu ve duracak kapımızda.

 

İşte bu heves ve coşkuyla küçük, küçücük bilgiler paylaşıyorum genç kuşaklara;

doğdukları, yollarından geçiip gittikleri, belki de bir ömür geçirecekleri Başkent detaylarıyla -

camlarda buhar, sokakta geçiip gidenler, 21. yüzyılın bir zemheri sabahında...

 

düş hekimi yalçın ergir   http://www.ergir.com

 

   Düş Hekimi Yalçın Ergir

Facebook Paylaşım Sayfası

 

https://www.facebook.com/dushekimiyalcinergir