SONSUZ YARIŞ... To Se Nevrátí / Asla Aynı Olmayacak...
Sarı
ışıklı bir asansör ile koca kafalı bir çocuğun öyküsü bu.
Ömür boyu sürecek sarsılmaz bir dostluğun, amansız bir yarışın masalı.
2008’in Ocak ayıydı:
- Sen niye merdivenlerin fotoğrafını çekiyorsun? diye soruyordu beni uğurlayan
annem.
- Anne, içeri girer misin lütfen?!!? Biraz sonra anlatırım…
- Hepsi bi enteresan bunların… (ablam da payını alıyordu)
** ** **
İlkokula başladığımda bu apartmana taşınmıştık ve hayatımda ilk defa “asansör”
görmüştüm.
İçine girdiğimde, kapının kapanmasını bekleyecektim. İneceksem Z düğmesine,
çıkacaksam 6’ya basacaktım. S ve A düğmelerine basmam yasaktı. Asansörün içinde
zıplamak, asansör durmadan kapıya el sürmek, içine çiş yapmak da yasaktı.
Yeni arkadaşımdı artık asansör; devamlı meşguldü. Oyuncağa çevirmiştim onu;
sürekli en üst ve en alt katlar arasında inip-çıkıyordum.
Derken komşuların şikayeti ile oyunumuz binmek yerine, YARIŞMAK olarak
değişiyordu.
AŞAĞI DOĞRU YARIŞ
Artık 6. kattan asansörün "Gönder" düğmesine basıyor; o aşağıya giderken, ben de
merdivenlerden uçarak, zemin kata kadar onunla yarışıyordum.
Öyle ki; merdivenleri ikişer ikişer: 18-16-14-12-10-8-6... diye atlarken, 6.
basamaktan kalanını uçarak atlıyor, merkezkaç kuvvetiyle dönüp, bir alt kata
doğru yine uçarak aşağı inmeye devam ediyordum.
Sanki çığ düşüyordu aşağıya; kıyamet kopuyordu apartmanda.
Mutlaka zemin kata ilk ben varıyor; sarı ışıklı asansör ile bu amansız
yarışımızı hep ben kazanıyor -
şımardıkça da şımarıyordum.
YUKARI DOĞRU YARIŞ
Derken, sürekli kazanmak zevksiz olunca; yarışı artık “zemin kattan - 6. kata
doğru” yapmaya başlıyorduk.
6. katın düğmesine basıp kapıyı kapatıyor –
asansör yukarı doğru gitmeye başladığı an, ben de merdivenlerden uçarak 6. kata
çıkıyordum.
Bu yarışın tadına doyulmuyordu; çünkü galip hep son anda belli oluyordu.
6. kata vardığımda, annem beni o halde görmesin diye, önce nefes nefese can alıp
can veriyor - normale dönebildikten sonra kapının zilini çalıyordum.
28 OCAK 2008
Ben o evden çoktaaan ayrılmıştım; o asansörde de tepeden tırnağa büyük
tadilatlar olmuştu.
Annemi ziyarete gelmiş, ayrılırken; bu sonsuz yarış için yine kollar
sıvanıyordu.
Zemin katta koca bir adam, kimsenin olmadığı bir anı kolluyordum.
O boşluğu yakalar yakalamaz yenilenmiş asansörün 6. kat düğmesine basıyor –
o da, ben de müthiş özlemiş olarak yukarılara doğru uçuyorduk.
Ama hayattaki her konuda olduğu gibi;
hiçbir şey ASLA AYNI OLMUYORDU.
Zafer, açık ara ile yenilenmiş asansöründü. Ben 6. katta can alıp can verirken,
o da halatlarıyla yılların zaferini kutluyordu.
7 EYLÜL 2017
Artık 6. katta annem de yoktu, herhalde göğün tarifsiz katlarından şefkatle
bakıyordu.
Apartmanın tüm daireleri gibi o dairenin de her tarafı yenilenmiş, orası da bir
iş yeri olmuştu.
Asansör yine değişmişti, modern bir görünüme kavuşmuş! olsa da, bence bu
görüntüsüyle karşıma çıkmaya utanıyordu.
Ama eminim; beni görünce o da ÇOK sevinmişti.
Sessizce:
- Yarışalım mı?? der gibiydi. Sanki 9 senedir herkes bu günü beklemişti.
YUKARI DOĞRU YARIŞ / 2017
Burası er meydanıydı; kurallar konmuştu: Yarış yukarı doğruydu!
Ama komple iş yerine dönüşmüş apartmanda, asansör hiç boş kalamıyordu.
Derken uygun ortam oluşmuştu, o sırada kimse yoktu
ve bir asansör ile koca bir adam roket gibi göğün 6 kat yukarılarına doğru
uçarak çıkıyordu.
Hafif geride kalsam da kopmamıştım; canımı dişime takmış ümitle azimle koşuyor,
2. ve 3. katta kapıları açık, dışarıdaki koşturmaya garip garip bakan iş
yerlerinin önünden, yaka-paça dağılmış, merdivenleri ikişer ikişer son sürat
çıkıyordum.
Derken 4. katta büyü bozuluyordu.
O kattan da asansörü çağırmışlardı
ve emir kulu asansör mecburen orada duruyordu.
Çok sevinmiştim.
Hiçbir şey asla aynı olmuyordu;
ama bu yarışın bugün kaybedeni de yoktu.
Bir gün el ele kaçar mıyız o apartmandan bilemem;
ama sonsuz dostluğumuz bugün de bozulmuyordu...
düş hekimi yalçın ergir http://www.ergir.com
7 eylül 002017 |