Sağa çekmiş, Bilge Mehmet Ertüzün’e telefonla soruyorum:

- Şimdi Gömleksiz Köprüsü’ne vardım; buradan nereye sapacağım?

- Masa Dağı’nın önündeki rampadan çık, sonra aşağı inerken sola - yol seviyesinin aşağısındaki bir kum yola gireceksin. Bir mezraya varacaksın. Orada bir pulluk göreceksin; onun ve cumbalı evin önünden geçecek, direkteki leylek yuvasına doğru ilerleyeceksin. Bir köpek saldıracak sana, dikkat edeceksin. Sonra çakıl yola girip, Ayaş Tüneli’ni soluna alıp kayalara doğru gideceksin. Otların ardından su sesi gelecek; Afrika Kara Leylekleri’nin, Gri Balıkçıl Kuşları’nın yuva yaptıkları kayalara ve önünden geçen Kirmir Çayı’na varacaksın...

 ** ** **

Sonrası “Ankara Rüyası;

Kirmir Çayı’nda sessiz, ifadesiz, her şeyi bilen balıklar,

yanıbaşındaki çakıllarda, motorunu devirmemeye çalışan,

yaşam ile ölüm arasında duran bir adam.

Defteri dürülmüş Ayaş Tüneli,

Mars aracı Odyssey’le Sarıoba yolu,

yol boyu soğan kokusu

ve rüyanın sonu;

06, beton imparatorluğu...

düş hekimi yalçın ergir  http://www.ergir.com   ( bir eylül iki bin beş gecesi, bir eylül iki bin beş gündüzünden)

(yalnız ağaçlara...)