Şimdi bir yandan elimde kağıtlar, odamda dolana dolana okuma provası yapıyorum;

bir yandan da yarın TBMM’nde kürsüden konuşmaya:

...

Bir varmış, bir yokmuş;

 evvel zaman içinde, büyük mücadelelerle istiklalini kazanmış çok güzel bir ülkede, doğan her üç bebekten biri, sağlık sisteminin yetersizliğinden dolayı bir yaşını dolduramadan ölüyormuş.

Ülkenin başkentindeki hastanede bile hasta bebekler aynı yatakta yatırılıyor, bebeklerin ölü bulunmaları doğal karşılanıyormuş.

Okuma yazma bilen oranının da trajik olduğu bu büyük ülkenin, ikisi aynı şehirde olmak üzere, sadece üç üniversitesi varmış…

…

Size söz veriyorum, eğer tek başına iktidara gelirsem;

Başbakanlığa bisikletle gidip geleceğim, trafiği hiç kesmeden.

Yabancı başbakanları blucinle karşılayıp, onları köfteci Ferit’e götüreceğim.

Meclis oturumlarına eşleri, sevgilileri ve çocukları da çağıracağım, bütün kararlar cümbür cemaat alınacak.

Meclise takım elbise ve kravatla girmek yasak olacak.

Milletvekilleri yemin ederken, bir de şiir okuyacak ve en duygusal şiiri okuyan meclis başkanı olacak.

Her mahalleye, yeni seksek, misket, yakantop alanları yapılacak. Yaşlılar için ücretsiz ulaşım sağlanacak.

Güneydoğu’da piyano çalma seferberliği ilan edeceğim.

Her köyün bir web sayfası olacak. Buğdayını, elmasını internet üzerinden dünyaya sattıracağım.

Milletvekili dokunulamazlığını kaldıracağım. İsteyen istediğine dokunabilecek, sarılabilecek, öpebilecek.

Türkiye’de hiç kimsenin koruması olmayacak.

Emekli maaşları eve teslim olacak.

Hayvan hakları yasası çıkartacağım.

Dayak atan, katran ve tüye bulanıp, bir rayın üzerinde dolaştırılacak.

Okullarda anatomi, hayal kurma, insan ilişkileri dersleri de okutulacak.

Ceza kanununa, "eşek kılığında ortada dolaşmak" vb. gibi maddeler eklenecek.

Devlet dairelerinin her biri ayrı renge boyanacak. Badana-boyayı personel yapacak, çocuk jüri de en güzel binayı seçecek.

Yasak bölge olmayacak; herkes istediği yerde dolaşabilecek, istediği yerden denize girebilecek.

Milletvekili maaşları, yoksul semtlerde yapılan anketle belirlenecek.

Yabancı futbolcu transfer eden kulüpler, bir de yabancı sanatçı

ya da bilim adamı getirtmek zorunda olacak.

Bütün vatandaşlar her sene en az iki ağaç dikecek.

İhracat patlaması olacak. Dünyanın en güzel salıncaklarını, zeplinlerini, en komik otomobillerini biz ihraç edeceğiz.

Vergi dairelerinin girişinde "Muck, muck, muck! Seni çooooook seviyorum! Çeni çeviyom çenii!" yazacak…