DÜŞ HEKİMİNİN GERÇEK MASALI

 

Günün birinde

Güneşli bir ülkede

Bir hekim yaşarmış gönlünce.

 

Yine günün birinde

Yaşamı sürdürürken sevgiyle

Birden bulutların itişmesiyle

Gökyüzü kararmış bütün öfkesiyle.

Ve yağmur indirivermiş baştan aşağı

    Güneşli günlerin ülkesine.

 

Bilge,

Hekimin omuzuna dayadığı eliyle

Hemen, bir tekne yap kendine

Kaçıp kurtar kendini,

    Git buralardan uzaklara bir yerlere

Bana bak, yoksa heba olup gidersin yok yere"

 

Hekimin duruyordu önünde,

Mürekkebi daha kurumamış

    Yazdıklarından katladığı bir tekne.

Ama içine bir binebilse

Bal gibi biliyordu halbuki

    Bir ayağını uzatıp girse

O an dibi boylardı denizin mavi derinliklerinde.

 

"Nasılsa, ruhum yazdıklarımın terinde

Onu bindireyim bari hiç yoktan bedenim yerine

Haydin uğur ola bebeler, hepinize güle güle”

Diye yolcu etmiş, el sallamıştı arkalarından,

    Katlanmış kağıttan göz kırpan kelimelerine.

Ardından vurmuştu yolu o dazlak tepeye

Sığınmıştı adeta, bir başına rüzgarlarla salınan,

    Kıraç Tanrıçalığına soyunmuş Ahlatın gölgesine.

Dayayıvermişti sırtını o an, ağacın yaşlı bedenine.

Ve beklemeye başlamıştı,

    Tufan ne zaman sona erecek diye.

 

Gel zaman git zaman, günlerden bir gün olmuştu yine

Yeniden Güneş açmıştı aynı ülkeye

Uzamış sakalıyla hala tebessüm ediyordu

    Su ile dolmuş ovanın derin sessizliğine.

Ne olduysa, işte o kuşluk vakti olmuş,

    İnanamamıştı kısılmış gözlerinden gördüklerine

Ufuk çizgisinde telaş içinde yol alan bir tekne

Önceleri ufak sonrasında haylice

Kendi elinin nemiyle katladığı kağıttan gemi ile

Yanaşınca kayaların dibine

Güverte çoktan ana baba gününe dönmüştü,

    Bir şölenin keyfiyle

Tek tek dostları atlıyordu taşdan iskeleye

Sanki her birini ayrı ayrı düşünde görürcesine.

Kıraça kök salmış Ahlatın tok sesiyle

Selamladı herkesi salladığı eliyle

Onlara Tufandaki ağacını anlatacaktı kendi diliyle.

 

Oysa ki anlaşılıyordu artık,

Yıllar yılı beklenen

     Yağamamış bir yağmurmuş düşlerinde

Deli selin durulduğundaki düzlüğünde.

Çürük bir sayfaya yazılmış

    Sağlam kelimelerin karinesinde

Belli olmuştu daha çok sefer yapacaktı bu tekne

Uzaklaşırken dumansız bacasının

    Deniz üzerinde endamlı süzülüşünde.

 

Sanırım bu masal daha çok süreceğe benziyor gönüllerde

Ahlattan Hekime,

    Hekimden Tekneye,

         Tekne inatla geri dönüp yanaşıyor liman bildiği

              O Ahlatın dibine.

Bir önceki seferinden daha çok kalabalık taşımıştı ona

    Lebaleb doluşmuş sevgililerle.

 

Gelebilirsem sözün özüne;

Üstlenmiş sevgiyi yüreğiyle

Bir eliyle aldıklarını

    Çoktan dağıtmaya başlamış diğerlerine

Bembeyaz tennuresini dönerken savurtan

    Başı bir yana eğik

       Semazenin görkeminde…

 

                                            ahmet haluk başaklar

                                                      10.10.2005

                                    “Orman da olsa her ağaç tektir…”

 

"2 ile 5 bakışımlı mıdır bilemem ancak yukarıdaki masalın gerçek olduğu kuşkusuz..."

 

 

** ** **

Yine yazmış, gecenin bir vakti iki olmadan yazıvermiş.

Yine aklına gelenlere; içinden geçiiip gidenlere,

parmaklar yetişememiş.

Haluk Başaklar'a ufuk çizgisinden teşekkürlerimle.

 

(bu ayın sonunda çıkacak kitaplarını beklerken)

 

** ** **

(minik not: o güzelim kağıttan kayığı katlayan nemli el;

"Rüzgara Şarkılar Söyle" albümündeki "Kağıttan Kayık"ın

söz yazarı ve yorumcusu sevgili Ayşegül Yeşilnil'indir)

http://www.ergir.com/dusler_nehrinde.htm

 

PANO'YA DÖNÜŞ

 

düş hekimi yalçın ergir   http://www.ergir.com