HASAN CİHAT ÖRTER (ya da “ŞEY”) - UNPLUGGED

Bir gün ya da bir gece mutlaka bir arkadaşınız, ya gitar çalmıştır size,

ya da eşlik ederek bağlamasını dinlemişsinizdir bütün yüreğinizle.

Belki öğrenci odanızda, belki bir kırda, belki de şimdi çok özlediğiniz o arkadaşlarınızla birarada olduğunuz bir toplantıda;

o tek enstrümandan, o amatör ruhtan dinlediğiniz notalar silinmez izler bırakmıştır belleğinizde

ve ileride bir daha asla duyamamış olabilirsiniz o keyfi –

bilet almak için kuyruğa girerek gittiğiniz, bol ışıklı, hıncahınç dolu bir konserde.

Uluslararası müzik camiasında Türkiye’de olduğundan daha iyi tanınan,

Batı’ya Batı’yı değil;

“bizi – bizim sesimizi” tanıtmaya çalışan Hasan Cihat Örter;

Karacaoğlu’ndan, Köroğlu’na, Dadaloğlu’na, Pir Sultan Abdal’dan Aşık Veysel’e Anadolu ezgilerinin ya da Osmanlı’dan günümüze Türk Musikisi’nin, saz eserlerinin yanısıra,

besteleri, kitaplarıyla da elçiliğimizi yapan virtüoz sanatçımızın başına gelen Aziz Nesin’lik öyküsü bana http://www.ergir.com/hasancihatorter.htm adresindeki “Hasan Cihat Örter’ler Ölmeli” yazısını yazdırmıştı.

Hasan Cihat Örter ile 29 Haziran 2005’de Genelkurmay Başkanlığı’na vereceği konser öncesi gece, bir otel odasında sohbet ediyorduk. Derken gitarı “Muhterem”i çantasından çıkarıyor, başlıyordu usul usul çalmaya.

Ama ne çalmak – koca bir orkestra doluyordu sanki odaya. Az çok gitar çalabilen ve fena halde müziğe aşık birisi olarak - değil kulaklarıma – parmaklarını takip etmeye çalışan gözlerime dahi inanamıyordum.

Orada, yatağın üzerine bağdaş kurmuş bir “Şey”, odadan – bu dünyadan – bu evrenden çıkmış gitmiş, - bir daha tanık olamayacağım notalarla bir dans yapıyordu.

Acıyla farkettim; bir uyduruk odada dünya çapında bir gitar resitali gerçekleşiyordu ve buna - bir daha tekrar çalsa bile asla aynısı olamayacaklara - asistanı ile birlikte, iki kişi tanık oluyorduk.

On dört katı nasıl indiğimi bilemiyorum; kapıdaki motoruma atlayıp uçarak ılık bir Ankara gecesini kumaş gibi yararak muayenehaneme geliyor,

belki çıkarken kapıyı kapatmayı unutacak telaşla fotoğraf makinamı ve ses kayıt cihazımı kapıp yine uçarak otele geri geliyordum.

Odadan inanılmaz sesler geliyordu.

Bir “Şey”, yatağına bağdaş kurmuş, tellerin arasında belki kimisini benim kulağımın algılayamayacağı sesler arasında dolanıyordu;

ben de başlıyordum eşsiz konseri kayda, deklanşöre basmaya.

** ** **

Uyduruk bir ses kayıt cihazına hapsettiğim bu sesleri – bozuk kayıt kalitesini internet ortamında yer kaplamaması için ne yazık ki daha da bozarak - aşağıdaki adreslere koyuyorum.

Yeni gelen kuşaklara bu ülkenin değerlerine sahip çıkmaları, bu ülkenin kültürel zenginliğinin farkına varmaları,

Türkiye ile iftihar edip;

bu ülkeyi aslında çok iyi bilip, fena halde çekinen - çekemeyenlere anlatmaları,

kendilerinden sonra gelecek kuşaklara da başta Atatürk’ün ilkeleri olmak üzere, paha biçilmez bir kültür mirası bırakabilmeleri için canla başla gayret etmeleri için yalvarıyor,

saygı ve sevgilerimi sunuyorum...

düş hekimi yalçın ergir  -  http://www.ergir.com

(dünyanın tartışmasız en güzel ülkesinin vatandaşı)

En ufak bir stüdyo oynaması olmadan, bağdaş kurulmuş bir yatakta çalınan “bizim virtüozumuz”un dinlerken kulaklarınıza inanamayacağınız,

bozuk ama paha biçilmez “iki kişiye” konser kaydı Hasan Cihat Örter’in seve seve verdiği izin ile:

ARANJUEZ    (Rodrigo’nun Gitar Konçertosu) Hasan Cihat Örter yorumu ile:    (1493 kilobyte)

http://www.anapan.com/aranjuez.mp3

(bant genişliği yetersiz kalırsa:)

http://www.dushekimi.com/aranjuez.mp3

** ** **

ZEYTİN DALI    Türk-Yunan dostluğu için yapılmış Hasan Cihat Örter bestesi:  (1221 kilobyte)

http://www.anapan.com/zeytin_dali.mp3 

(bant genişliği yetersiz kalırsa:)

http://www.dushekimi.com/zeytin_dali.mp3

** ** **

HAYDAR HAYDAR    Pir Sultan Abdal’dan - bir başka milenyuma...:  (2460 kilobyte)

("on ayrı gitar - on bağlama mı birarada çalıyor?" diyeceksiniz)

http://www.anapan.com/haydar_haydar.mp3

(bant genişliği yetersiz kalırsa:)

http://www.dushekimi.com/haydar_haydar.mp3

** ** **

adreslerindedir.