fonda çalan: gracias a la vida - joan baez

 

 

 

Kağıtlara bakarak ciddi ciddi konuşmam mümkün değil söyleşilerde, hatta konuşmanın nereye gideceğini de bilmem.

 

Ama bildiğim bir şey var; öğrencilerle birlikteyken çok daha kendim gibi, çok daha kantinde sohbette gibiyim. Bunu bu sene Bilkent Üniversitesi'ndeki söyleşimizde de hissetmiştim.

 

16 Ekim Perşembe günü, TED Ankara Koleji'ne davetliyim. Yaşamlarının en güzel yıllarına ortak olmuş bir büyük sınav öncesindeki on ikinci sınıflarla birlikteyim.

 

Bundan sonraki hayatımın ilk gününde, bundan sonraki hayatlarının ilk günündekilere,

kendi yolları için bir kazma, kendi defterleri için bir tükenmez kalem verebilme dileğindeyim.

 

Kendilerinden de çok şey öğreneceğim üç yüz elli yürekle,

kopya çekilmemiş bir hayatın sözlüsündeyim...

 

 

 

teşekkürler sevgili hayat

beni sözlüye kaldıracağın için

 

teşekkürler sevgili hayat

"kolej'den sonra hayat var mı?" diye soranlara

kolej'den sonraki hayatı -

ölünceye kadar yaşamı anlattıracağın için

 

teşekkürler sevgili hayat

armağan edilmiş bir ödevi sınayacağın

okul, dershane, ev eşkenar üçgenindekilerle

kendi yamuğumu paylaştıracağın için

 

teşekkürler sevgili hayat

sonsuza kadar öğrenci bir yüreği

seçilme ve yerleştirilme köprüsündeki

350 yürekle bir çarptıracağın için...

 

 

düş hekimi yalçın ergir    http://www.ergir.com

 

 

 

bilkent üniversitesi’ndeki söyleşi:

http://www.ergir.com/2008/bilkent_konusma.htm