belli olmuştu, yetişmeyecekti işte;
artık aklım okuduklarımı almıyordu
kollarımı masada kavuşturdum
üzerine başımı koyup
gözlerimi yumdum
çevremdeki bütün sesler kesildi
bir tarlada sırt üstü yatıyordum
karşımda kocaman, kıpkırmızı bir gelincik vardı
elimden tutup beni kaldırdı:
- gökyüzüne bak... dedi
- bir daha göremezsin...
gökyüzünün bir yanından öte yanına
rengarenk balonlar geçiyordu
nereden gelip, nereye gidiyorlardı?
gözlerimi açtığımda yazıcı çalışıyor, disk takılmıştı
çevremde telaşın, öfkenin gürültüsü başlamış
ekranımda bir YouTube görüntüsü kalmıştı:
|
|
|
düş hekimi yalçın ergir / 26.09.2007 - masa başı