Mehmet Ulusoy Kendini Niçin Öldürdü?

 

 

Üçüncü sanatın iki yüzü de ağlıyor şimdi;

 

kaptanı, pilotu, şoförü ve sağ ön sıra yolcusu, insana insanı anlatan Mehmet Ulusoy, Paris Saint Joseph Hastanesi’nde alkışlar, alkışlar ve alkışlarla hem yönettiği hem de “dev” rolünü oynadığı tek perdelik “Dünya” oyununda kendini öldürüp, “Perde!..” dedi.

 

Mehmet Ulusoy’un, Galatasaray Lisesi’nde başlayan tiyatro yolculuğu, Ulvi Uraz Tiyatrosu, Fransa’da Giorgio Strehler’in asistanlığı, 1968’de İstanbul’a dönüp kendi tiyatrosunu kurması, köylerde, meydanlarda sokak tiyatroları kurmasıyla devam etmişti.

 

Kendi yapımı ilk oyunu “Gelecekten Destanlar”ı 1972’de Gerard Philippe de Saint-Denis tiyatrosunda sahneleyen Ulusoy, daha sonra Paris - Sorbonne Üniversitesi’nde tiyatro hocası olmuştu.

 

Macbeth, Benerci Kendini Niçin Öldürdü, Kafkas Tebeşir Dairesi, Sevdalı Bulut, Patronun Ölümü, Kibarlık Budalası, Woyzeck gibi zihinlerden silinmeyecek pek çok oyun yöneten üstad, aynı zamanda: “Osveta”, “Comme Un Poisson Hors De L'eau”, “Kız Kulesi Aşıkları”, “Le Marginal”, “Gloria Mundi” gibi filmlerde de rol almıştı.

 

Pek çok tiyatrocu yetiştiren dahi yönetmen, Nazım Hikmet’in “Benerci Kendini Niçin Öldürdü?” oyununun Paris turnesinde akciğer kanseri teşhisiyle kaldırıldığı Saint Joseph Hastanesi’nde 7 Haziran gecesi kalbine yenik düştü.

 

Haberi ilk defa hemen o gece, mahalle arkadaşı, sınıf arkadaşı, askerlik arkadaşı Savaş Manço ağabeyden öğrenmiştim; mesajına izniyle paylaştığım bir de aşağıdaki anısını eklemişti:

 

** ** **

“Sanıyorum 1975 idi. Mehmet, Paris'teki tiyatrosunu bizim Liège kentine getirdi, bir oyun için: “Benerci Kendini Niçin Öldürdü?” Fransızca - Türkçe karışık uzun bir tiradi vardı. Bir ara sahneden bağırarak beni de ölümsüzleştirdi:

 

“Savaş, ananı s…..m!..”

 

** ** **

 

Mehmet Ulusoy, son oyununda ise kendini öldürdü;

çünkü yakında çok güzel bir sahnede, çok özlediklerimize, elbet bir gün kavuşacaklarımıza Erasmus’un “Deliliğe Övgü”sünü sahneleyecek

 

ve bu oyunun galası için 15 Haziran Çarşamba günü saat 10.00’da Atatürk Kültür Merkezi’ndeki töreni müteakiben, Şişli Camii’ndeki öğle namazının ardından Zincirlikuyu Mezarlığı’ndan yoluna devam edecek.

 

Bu yolu da açık,

ardındakilere jelatin süzgeçli ışığı bol olsun...

 

düş hekimi yalçın ergir   http://www.ergir.com

 

 

Aşağıdaki fotoğraflar Savaş Manço ağabeyin arşivinden:

 

1960-1961 ders yılı. Fotoğrafın sol yukarısında el sallayan Mehmet Ulusoy Galatasaray Lisesi’nde sınıf arkadaşlarıyla. Hemen önünde, kardeşi Barış Manço’nun kurduğu "Harmoniler" gurubunun sahnede kullandigi camgöbegi renginde, üstünde koyu mavi "H" yazılı el örgüsü yün kazağıyla Savaş Manço: 

 

 

Bu karede yer almıyor ama Ulusoy’un yönetici yardımcısı olduğu Galatasaray Lisesi Tiyatro Kolu’nun Mary Tudor oyunundan bir sahne; oyuncular Füsun Erbulak ve Savaş Manço:

 

Yine aynı oyundan: Füsun Erbulak siyah çarşafa dolanmış olarak idama giderken - resimdeki papaz ise daha sonra nice oyunlara oyuncu ve yönetmen olarak imza atacak Çetin İpekkaya: 

 

 

Uçan kuşa borçlu tiyatro kolunun tiyatro afişlerini, hem istediklerinden çok daha kaliteli, hem de ücretsiz yapan Galatasaray Lisesi mezunu ağabey - Sanat Basımevi'nin sahibi – “yalnızlık paylaşılmaz, paylaşılsa yalnızlık olmaz”ın – “Lavinia”nın şairi Özdemir Asaf:

 

düş hekimi yalçın ergir

http://www.ergir.com