Bu fotoğrafta, sirkte bisiklete binen bir fil gibi,
küçücük bir motora binmiş, koca bir adam görüyorsunuz:
Bu adamın, yani dostum Mümtaz Pak’ın aslında nasıl bir deha olduğunu bilmesem hiç biner miydim;
ama bir yaz günü binmiştim işte; Mümtaz’ın, Yamaha motorunun arkasına oturmuştum.
Başıma gelecekleri daha çevre yoluna çıkan ilk virajda anlamıştım;
adamın niyeti bozuktu – sürat denemesi yapacaktı.
Belki aslında:
- Ben şurda insem; hastam gelmiş beni çağırıyorlar
ya da
- anneanneme hemen uğramam lazım... falan demem gerekiyordu ama galiba benim de niyetim bozulmuş, Mümtaz’a baka baka ben de kararmıştım.
Gözüm kilometre saatinde 285'i gördüğünde, rüzgardan başımı dik tutamazken ve yalvaran sesimi Mümtaz’a duyuramazken, karnını sıkarak durmasını, insafa gelmesini sağlamış
ama 300 km sürat yapmasına engel olduğum için de onca lafını işitmiştim.
Döndüğümde de (dönebildiğimde de) aynen şu notu yazmıştım:
GÜNÜN MANYAĞI: “MÜMTAZ PAK”.
İster “yayın yoluyla hakaret” deyin, ister “tıbbi sırrı ifşa”, cezama razıyım.
Mümtaz Pak bir manyaktır.
Sizi motorunun arkasına atıp, çevreyolunda 270 basabilir, indiğinizde yeri,
yanınızdan geçen simitçiyi falan öptürebilir ya da limitlerini zorlayıp,
bedeninizi İncek kavşağında geniş bir alana yayabilir.
(minik itiraf: ama acaip zevkliydi)
** ** **
Bu Pazar öğlen, yine İncek’te, yine Yamaha bir motorun üzerinde gördüm Mümtaz’ı.
ama arkada oturuyordu bu kez.
Çünkü önünde 4,5 yaşındaki oğlu Asrın Rodi vardı;
ve karın sıkma sırası Mümtaz’daydı.
düş hekimi yalçın ergir http://www.ergir.com