(Konuşmacı olarak davetli
olduğum “Türk Dişhekimleri Birliği, 5. Ulusal Öğrenci
Kongresi”nde tanımıştım "öğrenci İpek"i.
Bu makaleyi
teşekkürlerimle, o konuşma sonrası ortodontist olmaya
karar veren ve şu anda İstanbul Üniversitesi Diş
Hekimliği Fakültesi, Ortodonti Anabilim Dalı Doktora
Öğrencisi olan "Dt. İpek TAMER" e ithaf ediyorum.)
- - - - - - - - - - - - - - -
ÇEKİM???
Ortodontik tedavilerde, en sondan
da sonraki seçenek: “Sağlam Diş Çekimi…”dir.
Diş muhteşem bir dokudur; birlikte
yaşadıkça ve tanıdıkça daha çok aşık olunur.
“Ağır” yer darlığı olgularında (ya
da iskeletsel bozukluklarda) diş çekimi ortodontik
tedavinin bir parçası olabilir; ancak “hafif” yer
darlıklarında: BÜTÜN DİŞLER BANKADAKİ DİŞTİR.
Dişler, yaşlılığınızda kara gün
dostu olacaktır. Tedavi planlamasında “çekimsizlik”
tercih edildiğinde,
sonuçta: “hafif eğri kalmak zorunda
kalsa bile” bilen bilir - diş diştir
ve kendi dişin, kendi dokun paha
biçilmezdir.
Ekteki olgumuzda, ilk bakışta ağır
yer darlığında yer açabilmek için, sağlam 1. küçük azı
dişlerinin çekilmesinin gerektiği düşünülebilir. Ancak
1. büyük azı dişlerinin de, patolojilerine bağlı olarak
bir süre sonra çekilmesi ihtimali vardır.
Bu durumda “aynı çenede 4 dişin
birden” eksilmesi riski vardır.
Çekim planı 1. büyük azılara
kaydırıldığında ise, öndeki üst üste binmeyi geriye
doğru çekebilmek için, arka dişlerin güçlü desteğinden
yoksun kalınacaktır.
1. azı dişlerini “hiç olmazsa
ortodontik tedavi boyunca” ağızda tutabilip, ankraj
olarak kullanabilmek için, tedavi planlamasında:
“ÇEKİMSİZ OLARAK - OLABİLDİĞİ
KADAR…” tercih edilmiştir.
- - - - - - - - - - - - - - -
BİLGİ NOTU:
Ekteki yer darlığına bağlı diş
çapraşıklığı tedavisi her ne kadar diş çekimi yapılmadan
sağlanabilmişse de,
HER TEDAVİ PLANLAMASI PARMAK İZİ
GİBİ “OLGUYA ÖZGÜ”DÜR.
Bu örnekten daha az yere ihtiyaç
duyulan, daha hafif çapraşıklık olgularında,
iskeletsel boyut, çeneler arası
ilişki, yumuşak doku, profil uyumu ya da dental
patolojilere bağlı olarak ortodontik analizler
neticesinde DİŞ ÇEKİMİ KARARI DA ALINABİLİR.
- - - - - - - - - - - - - - -
ÇAPRAŞIKLIKLARDA, DİŞLERİN DÜZGÜN
SIRALANMASI İÇİN ÇENE ARKINDA YETERLİ YERİ SAĞLAMA
SEÇENEKLERİ:
Ortodontik tedavilerde, dişleri
çene arkında muntazam sıralayabilmek – sığdırabilmek
için
ya da çeneler arası uyumlu bir
kapanış elde edebilmek için dental arkta yer açılması
gerekebilir.
ÇENE ARKININ GENİŞLETİLMESİ, AZI
DİŞLERİNİN GERİYE ALINMASI, DİŞLERİN ÇAPININ
KÜÇÜLTÜLMESİ, bu yöntemlerin başta
gelenlerindendir; ancak sonsuz özgürlüğümüz yoktur.
İskeletsel darlık yok ise**, çene
kemiğinin genişletilmesi ASLA düşünülmemelidir;
çünkü yer açabilme aşkına çeneler
arasındaki genişlik uyumu bozulacak, değirmenin taşı
kaydığında
sağlıklı bir öğütme fonksiyonu elde
edilemeyecektir.
“Azı dişlerinin geriye alınması
da”, ortodonti kitaplarında yazıldığı kadar sihirli bir
anahtar değildir. Çünkü 1. büyük azılar, mutlaka 12 ya
da 20 yaş azı dişlerinin yerine gözünü dikecek, çoğu
zaman güzelim 20 yaş dişinin çekilmesi gündeme
gelecektir.
Oysa 20 yaş dişleri:
http://www.ergir.com/2014/muvekkilim_20_yas_disi.htm
makalesinde yazdığım gibi, parayla pulla alınamayacak,
hayat bankasındaki paha biçilmez dokulardır.
Ayrıca bu dişlerin geri alınması
için uygulanacak kimisi ağız dışından destek alınan
ortodontik uygulamalar, kanımca hastanın sosyal
hayatınca derin olumsuz izler bırakacak çiledir.
“DİŞLERİN ÇAPININ KÜÇÜLTÜLMESİ,
YANİ MİNENİN İNCELTİLMESİ DİŞ SAĞLIĞINA ZARARLIDIR!”
TIRAŞLAMA, DİŞİN MİNESİNE
ZARARLIDIR…
Ancak iş düzgün dizilim için,
dişlerden yer açma noktasına geldiğinde, “zararlardan
zarar” beğenilecektir.
Mine kalınlığının (dişine göre)
0.78mm - 1.31mm civarında olduğu kabul edilirse,
yarısından daha fazla aşındırma asla düşünülmemelidir –
ki bu ömür boyu bir zırh olarak kalabilecektir. Bu mine
sınırları içerisinde (yani mineyi yok etmeden minimum)
tıraşlanmış bir diş, “çöp tenekesindeki” tam mine
kalınlığındaki pırıl pırıl dişten iyidir.
Minesi inceltilmiş bir dişin çürüğe
yatkınlığı, inceltilmemiş bir dişten daha fazladır
(zaten olması şart olan ağız bakımı ve doğru beslenme
ile çürüme ortamına izin verilmeyecektir).
“Zararlardan zarar beğenilecekse”,
çürümeye yatkınlığı artırmak da,
boynundan tutup söküp atmaktan daha
öncelikli bir tercihtir.
En kötü ihtimalle, muntazam bakıma
rağmen, genetik faktörlerin de rolüyle, yıllar sonra
karşımıza çıkacak bir çürüme, kurallarına uygun bir
dolgu ile dişin ağızda kalabilip - işlevini
sürdürebilmesini sağlayacaktır.
- - - - - - - - - - - - - - -
BAZEN HİÇ ÇEKİLMEZ OLMAK:
Yıllar sonra dolgu gerektirebilecek
ağızdaki bir diş -
yıllar önce çekilip gitmiş bir
dişten daha iyidir.
Dolgulu bir diş de, doldurulmaya
aday hale getirilmiş bir diş de, *yani vücudun kendi
dokusu* –
en doku uyumlu implantlardan, en
hassas fabrikalardan çıkmış titanyum alaşımlardan daha
değerlidir.
Daha da ileriye gidecek olursak,
berbat bir ağız bakımı ve zamanında diş hekimi
kontrolünden geçmeyerek kanal tedavilik hale gelen bir
diş bile, kurallarından ödün verilmeden yapılacak bir
kanal tedavisi ile sağlıklı bir şekilde yerinde
kalabilecektir.
- - - - - - - - - - - - - - -
FELSEFE:
Bu olguda da 4 dişin birden kaybı
göze alınmamış,
ağırlıklı olarak “çekilmesi
düşünülen dişlerden” olmak üzere hafif çapraşıklığa göz
yumarak:
“ÇEKİMSİZ OLARAK - OLABİLDİĞİ
KADAR” planlamamız gerçekleştirilmeye çalışılmıştır…
Dr. Dt. Yalçın Ergir
Ortodonti Uzmanı + Öğrencisi
Ankara Sonbaharı / 2015
http://www.ergir.com/ortodonti.htm
|