Zamanınız kısıtlıysa, direkt sofraya oturabilir, aşağıdaki videoyu izlerken ruhunuza nefis bir müzik ziyafeti çekebilirsiniz.
Videonun birinci kısmında gitar virtüözü Hasan Cihat Örter'i, solaklar için, telleri tamamen "ters" takılmış on iki telli gitarı eline alır almaz çalışına -
ikinci kısmında, Haydar Haydar'ın çok basit bir ses kayıt cihazıyla yapılan kaydında ise, bir insanın nasıl tek kişilik bir orkestraya dönüşebildiğine tanık olacaksınız:
** ** **
Ama bu ruh gıdasının nasıl piştiğini de merak ediyorsanız:
O'na Bir Gitar Verin...
2005'te "Hasan Cihat Örter'ler Ölmeli" diye yazı yazmıştım.
Yazının, "yazıklar olsun" dedirtecek bir "sokağa ismini verme - sokaktan ismini silme" öyküsü vardı: http://www.ergir.com/hasancihatorter.htm (sunum)
O yazımın başlarında önce bir bilgi veriyordum:
Hasan Cihat Örter, sanatıyla Osmanlı’dan günümüze ülkemizin müziğini dünyaya tanıtan, ancak sansasyonların, rezaletlerin adamı olmadığı, magazin dünyasının ilgi alanında yer almadığı için, kendi ülkesinde yurtdışından daha az tanınan bir yaşayan değerdir.
Bizim müziğimiz, bizim notalarımız, bizi eğri tanımaya yeminli ülkelerin müzik arşivlerinde Hasan Cihat Örter gibi sanatçılarımızın sayesinde yer almaktadır.
1958’de, tek çivi çakmayanların, elinden çekiç düşmeyenleri amansızca eleştirdiği bir dünyaya gözlerini açan Hasan Cihat Örter, “Harika Çocuk” olarak piyano ve keman ile tanışmıştı. Beş yaşında başladığı klasik gitara, yedi yaşında Prof. Antonio Doumesitch'den ders alarak devam etmişti. On iki yaşına geldiğinde artık Üsküdar Musiki Cemiyeti'nde Emin Ongan’ın öğrencisiydi.
Daha sonra bağlama üstadı Şemsi Yastıman ile Türk Halk Müziği araştırmasına yönelik çalışmalar yaptı ve bağlama üzerine sentezler geliştirdi. Lise eğitiminden sonra Boston Üniversitesi Berklee Müzik Akademisi'nden burs kazanarak Amerika'ya gitti.
Oradaki tanımıyla "New Talent Of Success" yani “Başarının Yeni Yeteneği” Örter, kompozisyon ve armoni derslerini tamamladıktan sonra dört yıllık okulu iki yılda üstün derece ile bitirdi. Okulun isteğiyle Prof. Gordon Delemond'un ögrencisi olarak Belçika Kraliyet Akademisi - Liege Konservatuarı'nda yüksek kompozisyon dersleri aldı. Burada “Türk Müziği” üzerine master ve doktorasını yaptı, tezleri kitap olarak sunuldu.
İstanbul Teknik Üniversitesi ve Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuarları Rektörlükleri’nce; “Türk Müziğine Hizmet Etmiş Öncü Büyüklerimiz” ödülüne layık görüldü.
1993 yılında çıkarttığı ilk albümü, dünyanın en büyük plak firmalarından E.M.I.’nin “Klasik Katalogu”na girdi ve “Altın Plak” aldı. Albümler, müzik kitapları birbirini takip etti. 1997 yılının sonunda çıkarttığı “Re-formation” albümünün London Southern Cross stüdyolarından re-mix’i çıktı. Sony Müzik Uluslararası Kataloguna giren ilk Türk Sanatçısı oldu.
Altıncı albüm “Inspiration Re-Mix”, Sony Music European Catalogue'a girdi. USA - Billboard dergisi Hasan Cihat Örter'i, albümleri otuz ülkede satılan ilk Türk Sanatçısı ilan etti. Türk Cazı’nda birinci sıraya koydu (1998). 1999'da, Ali Özgentürk’ün “Mektup” filmi soundtrack’i (1998 Raks), Re-formation-2 (Anadolu Esintileri New-Age/Sony Music) albümleri bütün dünyada satışa sunuldu. Flirting Shadows (Şehnaz Longa Kompozisyonu) ile dünya katalogundaki “Buddabar III” albümünde yer aldı. (Kataloğa giren ikinci sanatçımız Osman İşmen’dir).
Sevgi, barış ve hoşgörünün hakim olması temennisiyle yaptığı, “Dünyanın Gözyaşları”, 'EMI'den ÜSTAD mahlas'ıyla (2004) çıktı.
Beş yaşında, “Harika Çocuk” olarak çıktığı nota yolculuğu boyunca 18 albüm ve 2000’e yakın besteye imza attı, yapmış olduğu sanatsal çalışmalarla 3000’e yakın ödül aldı.
Anadolu ezgilerinin, düzenlemelerinin, Türk Müziği’ne armağan ettiği yeni makamlarla saz eserlerinin, Rebet Sanatı’nın ve şiirlerinin yer aldığı yedi kitap yazdı, bir dönem Modern Folk Üçlüsü’nün aranjörlüğünü de yaptı. Tüm bestelerinin aranjörlüğünü de kendisi yapan, aynı zamanda eserlerindeki bütün enstrümanların (Re-formation -2’de yirmi ayrı enstrüman) virtüöz icracısı olan Hasan Cihat, bir dünya sanatçımız olarak A.B.D., Rusya, Hollanda, Belçika, İngiltere, Fransa, Yugoslavya, İspanya, İtalya, Almanya, Hindistan, Azerbaycan, Afganistan, Japonya, Çin, Hindistan ve Kıbrıs gibi pek çok ülkede konserler, resitaller vererek Anadolu'muzun müziğini tanıttı.
Batı'ya Batı'yı değil, Batı'ya Biz'i tanıtan Hasan Cihat Örter, yani "Bana Bir Gitar Verin" bugün konuğumdu.
Ben de ona hem gitarımı,
hem de klasik kemençemi verecektim.
Ben solağım, yani gitarımın telleri terstir. Sağ elle gitar çalan birisi gitarımı eline aldığında, kalın mi teli en altta, ince mi teli en üstte kalır.
Bu, sağ elle yazı yazan birisinin, sol elle yazı yazmaya çalışması gibi bir şey değildir. Basılan "bütün" akorlar, arpej & bütün atraksiyonlar ayna görüntüsü olarak değişir ve değil gitarı ele alır almaz, haftalarca uğraşılsa uyum sağlamak çok güçtür.
** ** **
Yukarıdaki videoda Hasan Cihat Örter'in iki ayrı kaydı vardı.
Birincisini, yani telleri ters, sol el için 12 telli gitarı eline alır almaz çaldığı parçayı bugün kaydetmiştim.
İkincisini ise 29 Haziran 2005’de vereceği konser öncesi bir akşam kaydetmiştim; telleri düz, sağ el için 6 telli bir gitarın nasıl da çalınabileceğine tanık olurken büyülenmiştim.
(Asistanının ve benim tanık olduğum, gitarı "Muhterem"i bir filarmoni orkestrası gibi çalışının kaydını son derece basit bir ses kayıt cihazı ile yaptığım da göz önünde bulundurulabilir)
** ** **
Birisi ona bir gitar vermişti; o da tersi düz edip çalmış,
giderken sadece perdelere, çekmecelere notalarını bırakmamış, duvardaki Can Yücel dizelerinin altına da imzasını atmıştı...
1979'da Belçika'da; 7'den 77'ye bir ülkenin gönlünden silinmeyecek Barış Ağabey'in (ve 12 telli gitarının) solunda:
(fotoğrafı gönderen Savaş Manço Ağabey'e teşekkürlerle)
Hasan Cihat Örter'in Web Sayfası: http://www.hasancihatorter.net/
düş hekimi yalçın ergir |