EN SON
Bugun
Sabah Gazetesi’nin Baskent
ilavesinde “Dus Hekimi” baslikli bir yazi cikti.
Gazetelere
goz atarken hic ama hic ummadigim bir anda karsima cikan bu
yazida
cesitli yorumlar ve alintilar var. Fakat yazinin sonunda oyle bir alinti var
ki
bana
yeniden ayni hisleri yasatti.
Yogun
bir is gununun basinda, pencereden ucup kacmadan once o
alintinin orijinali.
gunesli
gunler
*
* *
En
son kim, size telefonda dinletti en sevdigi sarkiyi heyecanla,
Kapinizi
caldi, ozlemle, nefes nefese?
Hangi
dostunuz kucakladi, carpmasiz, bolmesiz?
Evlendikten
sonra artik ailecek gorusmeye basladiginiz arkadasinizla,
en
son kac metre derinlikte sarhos oldunuz, gece saat uc e yakin,
en
iyi okulu, en temiz badanaciyi, bufesi en zengin tatil koyunu tartismadan,
burclar,
diyet receteleri uzerinde tezler yazmadan.
En
son ne zaman, gosterilen sicakligin altinda baska nedenler aramadiniz?
Sabah
gunesin dogusunun ne kadar muhtesem oldugunu ne zaman bir kere
daha
kesfedip, donuste bir kahvede sabah gazeteleri ile cay ictiniz ?
Duygulariniz
mantiginizi ne zaman solladi, cesaretiniz, hesaplarinizi?
En
son kac isik yili once, yeni, hic acilmamis kocaman
sayfalara,
yepyeni
duslere yelken actiniz?
***
Hayir!
Bu aksam, o sablon cekmecenizde kalacak. Bu aksam o, oyle olmayacak iste.
Bu
aksam cep telefonunuz kapali, obur yone sapacaksiniz, kanatlariniz gozukecek
ceketinizin
ucundan.
Balik
ekmek ve olunceye kadar surecek yasaminiz sizi bekliyor.
Kosun!
Sevgiyle.
dus
hekimi yalcin ergir http://www.ergir.com