EZGİNİN DÜNLÜĞÜ

 

 

Gecenin bir vakti; dayanmışım kapısına:

 

- Aç kapıyı, bana şu kemençeyi çalmayı öğreteceksin; hemen şimdi!

 

Kapının ardındaki bahtsız, Eftal Küçük. Yeni Türkü’den ayrıldıktan sonra Çağdaş Türkü’yü kuran, “Rami Kışlası Kapısı”nın bestecisi Küçük Eftal.

 

İlerleyen saatlerde, “3 Film Birden – Devamlı” oynayan afişsiz sinemanın, hamamın, geceye hazırlanan hatunların yanındaki sazcıdan aldığım kemençe elimde, kendimi flüt değil, sihirli bir kemençenin notalarında, bitmemesi için yalvardığım “Gurbete Kaçacağım”ın solosunda buluyorum – sahibinden – ta kendisinden; büyük adam Küçük Eftal’den.

 

İyi ki Ümit Küçükoğlu’nu tanımışım; karşımdaki Giresunlunun başına bu çorapları ören, karlı Mart geceleri  korkuyla kapı deliğinden, dışarıdaki kemençeli zangoca baktıran; yani Eftal ile çok gecikmiş dostluğumuzu başlatan, suça azmettiren, yardım ve yataklık eden Ümit Küçükoğlu’nu.

 

Yeni Türkü, Timur Selçuk, Esmeray, Mercan Dede falan derken, kendisiyle de garip bir şekilde başlamıştı dostluğumuz.

 

Ümit; bBu küçücük, herkesin yuvarlanıp kapağını bulduğu dünyadan, ağzında bal gibi tatlı bir türkü söyler gibi bir hikaye anlatmıştı.

 

Sarıkamış’a tatbikata giden teğmen arkadaşına Ezginin Günlüğü’nün bir kasetini vermişti. Yollara düşecek bir dosta verilebilecek en güzel yolluktu. Belki bir kalem pilin, kurşundan çok daha değerli olduğu bir ortamda sürekli “Nazende”ler, “Alagözlü Yar”lar, “Laçin”ler yarenlik etmişti yıldızlı gecelerde omzundaki biricik yıldıza, paylaşılmayan yalnızlığına.

 

Bir de asteğmeni vardı. Kapatmış Ezginin Günlüğü’nü, çağırmıştı yanına;

 

- Söyle dostum, kimsin, ner’den gelir, n’aparsın?

 

- Adım Emin komutanım. Emin İgüs. İstanbul’da yaşarım. Bir grubumuz var, şarkılarını söylerim.

 

- Ne güzel; nedir grubunuzun adı?

 

- “Ezginin Günlüğü” komutanım...

 

** ** **

 

Şimdi at kılından adam gibi bir yay ve reçine almaya çıkıyorum;

Bu Mart akşamı, kazmamla, küreğimle, kemençemle kıracağım bir kapı var;

sonra da gurbete kaçacağım,

o lacivert ülkeye, o geri dönülmeze;

iyi günler...

 

düş hekimi yalçın ergir  http://www.ergir.com

 

** ** **

 

http://www.anapan.com/son_on_bir.htm sunumunun fonundaki Üç Telli Turna'yı söyleyen Emin İgus, Ezginin Günlüğü'nün kurucularından olup, Ezginin Günlüğü'nü bu kadar sevmemin baş sorumlusudur.

 

 

Ne yazık ki ilerleyen yıllarda, her muhteşem birliktelikte olduğu gibi, Emin İgus da "Bahçedeki Sandal"yla gruptan ayrılıp, başka denizlere kürek çekmiş; bizleri "Sabah Türkü"lerinde "Ala Göz"lü bırakmıştır