GECEYLE RANDEVU
Çok heyecanlıyım, az sonra geceyle randevum var.
Şu bildiğimiz geceyle randevum; karanlıkla, korkuyla. Dibine kadar yaşayacağım, hep uyurken ıskaladıklarımı;.sabaha kadar beraber olacağım onunla.
Gündüz bulutlar yoksa, ya güneşi görürsün ya da hiçbir şeyi. Sansürcüdür gündüz; göstermez gökyüzünü.Ne Küçük Ayı, ne Kutup Yıldızı, ne Ay’ın aydınlık yüzü, ne de bir sabah 03:02’de yıldız olmuşlar göz kırpar bir tarlada yatarken sırtüstü.
Gece zararsızdır. İnsanlar bir uyansalar, bir uyanabilseler, gerçekten yaşayacakları düşleri görerek yitirirler gecelerini.
Gece yalnızdır, misafirperverdir; hemen ikram ediverir bütün güzelliklerini. Bağırman gerekmez sesini duyurmak için; bir fısıltı yeter anlatabilmek için tüm hislerini.
Mutlaka sabaha kadar uyumadan geçirilmiş gecelerin olmuştur. Ya bir hasta başında, ya yolda, ya pencereden fırlatıp atmana ramak kalmış ders kitaplarının arasında, ya çaydanlık fokur fokur kaynarken bir dostunla - “şimdi keşke burada olsa”nın yanında, ya da o hiç ayrılmayacağını sandığına düğüm olmuşla.
Ama benim hiç gecenin bizzat kendisiyle, özel olarak yıldızları, tarlaları, boş sokakları, yanıp sönen trafik lambalarıyla bir randevum olmadı.
Bu yüzden şu anda çok heyecanlıyım. Az sonra meşhur gecenin ta kendisiyle tanışacağım; bakalım onu dedikleri gibi gerçekten beyaz bir saten içerisinde mi bulacağım.
Termosuma kahve koyup çıkmalı, “işte güneş geliyor küçük sevgili” diye bağırıncaya kadar sadece onunla olmalıyım;
doğduğumdan beri her gün sunulmuş bu fırsatı bu kez kaçırmamalıyım...
düş hekimi yalçın ergir http://www.ergir.com
** ** ** ve
|