(tam ekran)

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Afrika (An)Kara Leyleği & Köprüden Önceki Son Çıkış

 

Bölüm - 1

** ** **

 

Leylek görmeyen var mıdır?

 

O görülebilen leylekler, yerleşim alanlarının, insanlı ortamların yakınında da yaşayabilen Ak Leyleklerdir (White Stork / Ciconia Ciconia).

 

Ama bir de göremediğiniz - başı, boynu, kanatları, göğsü simsiyah, sadece karnı beyaz - yerleşim alanlarının, insanlı ortamların uzağında, ıssız akarsu kenarlarındaki yalçın kayalarda yuvalanan Afrika Kara Leyleği vardır (Black Stork / Ciconia Nigra).

 

Kara Leylek, geniş bir coğrafyaya dağılmış olsa da, nadir bulunan kuşlardandır.

 

Dünya Doğayı Koruma Birliği’nin (IUCN) - “Nesli Tükenme Tehlikesi Altında Olan Türlerin Kırmızı Listesi”nde yer almaktadır.

 

Bu güzelim kuşlar yazın Ankara yakınlarındaki Kirmir Çayı’ndan - Nallıhan’a kadar olan bölgenin, insansız, araçsız ortamlarında yuvalanıp, yumurtlamaktadırlar.

 

 

Kara Leyleği görebilmek için asfalttan çıkıp toprak yollarda geçmek, ardından son derece kaygan çakıllar üzerinde yol alıp, billur ırmaklara varmak gereklidir.

 

Şehirde, Ak Leylek’li animasyonlar mesajları süslerken,

cep telefonu çalışmaz bir kayadaki Kara Leylek,

ona gelmiş biricik insanın aşkını mutlaka hissedecek,

ona kendisini mutlaka gösterecektir.

 

 

Nil Deltası – Kirmir Çayı arasında ömrü en fazla on sekiz sene olan bir Afrika Kara Leyleği,

bir kafeste yaşatılırsa ömrü otuz seneyi aşabilmektedir.

 

Ama yaşam matematiğinde net on sekiz,

brüt otuzdan çok daha büyüktür…

 

düş hekimi yalçın ergir  -  haziran 2008 / Ankara  -  http://www.ergir.com

 

 

** ** **

 

Bölüm - 2

 

Ocak 1952

 

Plan       : 8000 kilometreyi 4 ayda kat etmek.

Yöntem : Doğaçlama.

Amaç     : Sadece kitaplardan bildikleri Latin Amerika kıtasını keşfetmek.

Araç       : La Poderosa (hurdası çıkmış ve yağ akıtan bir Norton 500 motosiklet).

Kılavuz  : Aleberto Granado.

 

 

Bilimsel serseri biyokimyacı Aleberto Granado’nun hararetle, henüz tıp fakültesi öğrencisi olan Ernesto Guevara de la Serna’ya (Che Guevera’ya) yağ akıtan hurda bir Norton 500 motosikletle Buenos Aires’ten başlayıp Patagonya'ya, oradan Şili’ye, And Dağları’nın sırtından Machu Pichu’ya, daha sonra cüzzamlıların yaşadığı Peru Amazonu’ndaki San Pablo’ya, kıtanın kuzey noktası Venezüela’daki Peninsula Yarımadası’na, sonunda da Güney Amerika’nın kuzeydeki en uç noktası Guajiira Yarımadası’na varma planlarını haritada çizmesiyle başlar “Motosiklet Günlüğü” filmi.

 

Ve Granado yandaki masada uyuklamakta olan adamı gösterip Che’ye sorar:

 

- Yoksa, hayatının onunki gibi mi olmasını istiyorsun?...

 

** ** **

 

Haziran 2008

 

Her şeyden bezmiş, herkesten bıkmış düş hastası, bohça gibi yığıldığı köşesinden küstüğü kendisine sorar:

 

- Yoksa, hayatımın onunki gibi mi olmasını istiyorum?..

 

Küstüğü kendisi mırıldanır:

Yoksa hayat yolculuğumun otomatik geçiş yapılan bir otoyolda,

polen girmez, çiçek kokusu asılı bir araçta,

horul horul uyunan üçlü koltuklarda,

sırt sırta yatılmış iki kişilik yataklarda,

çok öpüldüğüm cep telefonu mesajlarında,

çöp gibi öğütüldüğüm market çıkışlarında,

bitse de kurtulsam planlarlarda,

bitse de kurtulsam sınavlarda,

küçük küçücük kaydırma hesapları,

küçük, küçücük kurtarma yalanları arasında,

 

duvar kağıdı ırmak,

duvar kağıdı buğday tarlaları,

duvar kağıdı büyülü tepeler olan ekranlar karşısında,

başıma hiçbir şey gelmeden mi geçmesini istiyorum?

 

Yanıt alamasa da ortadadır;

küstüğü kendisi uyuklamaktadır…

 

** ** **

 

Her şeyi öğrenmek, bildiklerini öğretmek isteyen bilimsel serseri düş hekimi, hararetle sorar:

 

- Yoksa, hayatının onunki gibi mi olmasını istiyorsun?..

 

Küskünün elini tutar:

Ya da hayat yolculuğunun kanatlarının altında rüzgar,

altında toprak, altında çakıl,

varacağın ırmakta,

 

mis gibi iğde,

mis gibi gübre kokuları arasında,

 

her an düşebilecek, her an ıslanabilecek,

her an üşüyebilecek, her an terleyebilecekken,

 

her an, o an’a kadar bilinmez,

her an merakla beklenirken,

 

ve on sekiz otuzdan büyükken

 

para geçmez yollarda mı geçmesini istiyorsun?

 

** ** **

 

Belki de “Hayatının onunki gibi olmasını” istiyorlardır,

önemli olan verdikleri değil – vereceğin kararlardır.

 

Her an, geri kalan yaşamın henüz başıdır

ve görmesen de, gösterilmesen de,

köprüden önce bir “son çıkış” hep vardır…

 

 

düş hekimi yalçın ergir  http://www.ergir.com