SULUHAN
Gırtlağımıza kadar seçime, savaşa gömüldük, ama bir de günlük yaşantımız var.
İşte Ankara sokaklarının “günlük yaşantısı”.
Bugün de okullar asılacak, bazıları işe gitmeyecek. Karum’un önünde, Arjantin Caddesi'ndeki kafelerde buluşulacak.
Boş verin kafeleri, kahveleri, Karum'u, Atakule’yi; Ulus'a, Posta Caddesi’ne gidin.
Hal'in karşısındaki Suluhan'ın merdivenlerden aşağıya inin. Zaman tünelinde, geçmişe yolculuk yapacaksınız. Aşağıda, Emir Kusturica'nın Underground filminden kareler, unutulmuş bir dünya sizi bekliyor.
O eski çarşıya, esnafına, fare kapanlarına, ibriklere bayılacaksınız.
Sola dönünce, tenekeciler çarşısından geçerek Ankara'nın en hünerli kilitçilerinin önünden, Belediye'nin yanına çıkın. Oradaki Kuşçular Çarşısı'nda, takla atan güvercinleri mutlaka görün.
Solunuzda Ankara Genelevi, yukarıya, Ankara Kalesi’ne çıktığınızda burçlardan ayağınızı sallandırın. Sigara içmek serbest. Hele yanınızda çok sevdiğiniz birisi varsa, bu 16 Nisan'ı kolay kolay unutacağınızı sanmıyorum.
Çıkrıkçılar Yokuşu’nun başındaki yaşlı ayakkabı tamircisine, Kalaycı Kazım’a mutlaka benden selam söyleyin.
Oradan da Maltepe’deki Ankaragüçlü-Tükrük Köftecisi Ferit'e gidip, bir ekmek arası, bol soğanlı köfte yiyin. Sonra da ince belli çay bardakları ile bir çay için.
Siz yıllar sonra, ne 5, ne 8, ne 16 Nisan'ı, ne de aslında olmanız gereken yerleri hatırlayacaksınız.
Ama bugün aklınızda hep hoş bir anı olarak kalacak; hipermarket girişlerinde üstünüz, başınız, poşetleriniz aranırken…
düş hekimi yalçın ergir 16.04.1999
|