Haftalardır süper asosyalim. Hastalarım, sporum ve burada gitarımla çok mutluyum.

 

16 Aralık'ta bitecek bir futbol turnuvası yüzünden artık her pazar sabahı yaptığım maça ilaveten, öğleden sonra da bir maç yapıyorum; ama razıyım, çünkü ne sabahkinden - ne de öğleden sonrakinden vazgeçebiliyorum.

 

Teki efsane bir gitar, ötekisi efsane bir mekan, iki ayrı yazıyı yazabilmeyi, Pano'ma da iki not asabilmeyi istiyorum,

ama en çok Pazartesi günü atlayıp Kalender'e, tepedeki bir ağaçla sohbete gitmeyi istiyorum.

 

** ** **

 

Bu arada bir telefon alıyorum:

 

- Yalçın Bey; Ankara Diş Hekimleri Odası'ndan arıyoruz. Perşembe akşamı Sheraton Oteli Convention Center'deki Gala Yemeği'nde tenis kupanız verilecek...  

 

- Tamaaaam, geliyoruuum :))))

 

Ama bir sorun var; ben haftalardır tıraş olmuyorum ve aynı yıl içinde üçüncü defa takım elbise giymem gerekiyor??

 

Aklıma Le Grand Bleu filminde, serbest dalış şampiyonası öncesi verilen gala yemeğinde Jacques Mayol'a takım elbise giydirişleri geliyor:

Mayol'a elbise bulunuyor ama ayakkabı unutuluyordu.

Artık çok geç kalınmış oluyor;

Mayol da, son derece ciddi yemeğe Adidas pabuçlarıyla gidiyordu.

 

Derken o ciddi yemeğin boku çıkıyor, Enzo ve Mayol kafaları çekip su altında en fazla kalabilme inatlaşmasına kendilerini kaptırınca havuza atlıyorlar, o kafayla suyun dibinde şampanya patlatıp, nefeslerinin tükenmesini bekliyorlardı.

 

 

Dün akşam Sheraton Oteli'nin yemek salonundaydım. Sinekkaydı tıraşımı olmuş, babamın tren rayı kesitindeki kol düğmelerini takmıştım.

 

Dev avizenin altında sevgili Dr. Merih Baykara ve Dr. Dolunay Hamamizade'den kupamı alıyor, yerime geçiyordum.

 

Ve kıpkırmızı yüzümle fark ediyordum:

spor pabuçlarım yoktu, tıraş da olmuştum,

ama pantolonumun fermuarını açık unutmuştum.

 

Şu anda iş kıyafetime kavuştum. Blucinim ve tişörtümle, önünde tenis toplu süper bir kupa duran masamda bu satırları yazıyor,

dişleri telli turnalarımı bekliyorum.

 

Bir yandan kapkara çıkmış fotoğraflardan bu kadar açabildiğimi ve baktıkça kuyruğumu salladığım,

dizlerimi birbirine çarptırdığım kupamın fotoğrafını paylaşıyor:

 

bir yandan da Nisan'da Antalya'daki Türkiye Şampiyonası'na büyük bir ciddiyetle hazırlanırken dinlemek için Rocky - 3 filminden Eye Of the Tiger'ı mp3çalarıma kaydediyorum...

 

düş hekimi yalçın ergir    http://www.ergir.com

 

PANO'YA DÖNÜŞ