|
“Sayın Türkçe bilen arkadaşlarımız; sabah şerifleriniz hayr’olsun”
Bu selamlama, 5 Eylül 1977’de uzaya gönderilmiş olan Voyager 1’in taşıdığı altın plaktaki “elli beş dünya dilinden selamlama”nın Türkçe olanıdır.
Voyager 1 şu anda güneşten on beş milyar yirmi altı milyon kilometre (0.0016 ışık yılı) uzaklıktadır ve artık solar rüzgarların kaybolmak üzere olduğu Heliosteath’den geçerek, güneş sisteminin dışındaki Heliopause’a ve interstellar boşluğa yaklaşmaktadır.
Voyager 1 ve kendisinden on altı gün önce uzaya gönderilmiş kız kardeşi Voyager 2 ile bambaşka yaşamlara taşınan bu altın plaklarda elli beş dilden selamın yanı sıra, dünyayı ve yaşamını tanıtan görüntüler, sesler ve müzikler de bulunmaktadır.
|
Daha önce güneş sistemini dışına çıkabilen insan yapısı Pioneer 10’da ve Pioneer 11’de dünyamız ve gönderilme zamanlarının bilgilerini veren metal plaklar mevcuttu ama Voyager’lardaki altın plaklar uzaylı sakinlere “sabah şerifleriniz hayr’olsun”una kadar, çiçeği burnundaki dünyadan daha detaylı bilgi taşımaktaydı. Altın plakların yanına radyoaktif yarılanma ömürleri sayesinde “zaman bilgisi verebilsin” diye uranyum da konmuştu.
Yanına pikap ve iğnesi de konmuş, plağın nasıl çalınacağı dünya dilinden binary kodlar, Hidrojen atomundaki proton ve nötronların döngüsel hareketlerinin ve güneşin on dört elektromanyetik dalga yayma yönünün grafikleriyle izah edilmişti.
Hidrojen evrende en bol bulunan element olduğu için, bir şişenin içerisine konup kozmik okyanusa salınmış bu mesaj, bilimsel temelli bambaşka bir medeniyette, hidrojen hakkında yeterli bilgisi olanlarca çözülebilirdi.
|
Plaktaki, "dünya ve yaşayanları" görüntülerinden birisi de,
Jonathon Blair'in ülkemizde çektiği "yaşlı adam" fotoğrafıydı. |
** ** **
19 Mayıs 2007 akşamı çoğu ay-yıldızlı formayı göğsünde taşımışların futbol maçı vardı. Voyager’lar uzaya değil, sandalyeler sökülüp sahaya fırlatılırken, gökyüzünün göğsünde ise bambaşka bir ay-yıldız vardı.
Her görüntü uzayda saniyede 299,792.458 kilometre yol alır.
Ben de uzayın ışık yıllarınca uzak (belki de bizi zaten iyi bilip ilişmeyen) medeniyetlerine, 19 Mayıs 2007 akşamki spor anlayışımız hakkında fikir verecek değil -
Venüs ile Ay’ın, dünyamızdan 426,320,000’de bir sıklıkta gözükebilen, batı ufkunda 2 derecelik açıdaki konumlarının görüntüsünü göndermek istiyorum.
|
|
|
Hemen hemen dünyamız ile aynı büyüklükteki, ama manyetik alanı olmayan ve ters yörünge dönüşündeki Venüs, dünyadan görülen en parlak gezegendir.
Ancak http://www.ergir.com/28temmuz1389.htm yazısındaki Kosova Savaşı'nda, gökyüzünde Türk Bayrağı’nı oluşturan yıldız görüntülü gezegen Venüs değil, Jüpiter’dir.
Bu yazıda 19 Mayıs 2007 tarihindeki Venüs – Ay konumunun bilgisini ilk veren Sayın Dr. Timur Sümer ve Sayın Dr. Yücel Tanyeri başta olmak üzere,
görüntü uyduları teknolojisindeki paha biçilmez birikimlerini ülkesinde yaşamayı tercih ederek kullanan sevgili Cenap Demir ile birlikte gittiğimiz Ankara Üniversitesi Gözlemevi’nin kapılarını açan, son derece yakın bir ilgiyle bilgilerini paylaşan Sayın Dr. Berahitdin Albayrak’a, Sayın Dr. Selim Selam'a, Sayın Gökhan Gökay’a, Sayın Ertan Törün’e, Sayın Hakan V. Şenavcı'ya, Sayın Aslı Elmaslı’ya ve Sayın Engin Kalınyazgan’a (Optronik) kucak dolusu teşekkürlerle…
düş hekimi yalçın ergir http://www.ergir.com
Bilgi Notu 1: Ankara Üniversitesi Rasathanesi’nin bulunduğu bölgede artık ışık kirliliği oluşmaya başladığı için, daha yukarılara çekilmiş bir ufuk çizgisinde çalışmalar yapılmaktadır. Uzun yıllar bu gözlemevinde ülke astronomisine katkılarda bulunmuş, şu anda Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Astrofizik Araştırma Merkezi (ÇAAM) ve Ulupınar Gözlemevi'nin müdürü olan Sayın Dr. Osman Demircan, teleskoplarının gelişinin henüz birinci yılında, adını "ÇOMÜ Yıldızları" olarak dünyaya tanıttıkları bir “çift yıldız” keşfetmişlerdir. Kendilerini saygıyla selamlıyorum.
Bilgi Notu 2: TÜBİTAK Ulusal Gözlemevi Yerleşkesi, Antalya Beydağları'ndaki Saklıkent'in 2500 metre rakımlı Bakırlıtepe'sinde kuruludur. Bir gözlemevinin sıcaklığı dış ortamla aynı olmalıdır. Bu yüzden yoğun kar nedeniyle Kasım ayından - Nisan ayına kadar ulaşımın kapalı olduğu bu gözlemevinde, bir ısıtma olmadan gözlem yapan çalışanlarını ve
önce Saklıkent’e varılıp, ardından yedi kilometrelik bir tırmanışla ulaşılan Bakırlıtepe’de, efsanevi bir şekilde gerçekleştirilen gözlemevi inşaatında tüm emeği geçenleri de saygıyla selamlıyorum.
|
|