evet;
iki gün sonra bir yazı okuyacaksınız ama...
Bu akşam yemek var, sabah da çok iş güç vardı
ve benim fena halde hem yazacaklarım, hem yollara çıkasım, hem de huzur içinde yalnız kalasım vardı.
Sırtımda çanta, serin rüzgar suratımda, atım Tarpan'la virajlarda yata yata,
kollarımı iki yana açmamak için kendimi zor tuta tuta, "hedef: herhangi bir yer..." - gidiyordum.
Hani bazı filmlerin nasıl çevrildiğini gösteren görüntüler vardır ya;
ütü bilmez pantolonumla taşa toprağa çöküyor, kulağımda mutluluk şarkısı,
"kesişen yollarda ruhunu şeytana satmış"ın yazısını yazıyor,
hava kararır, sudaki ördeklere veda zamanı yaklaşırken,
bir yazının nasıl yazıldığını gösteren görüntüleri alıyordum.
not: bir başıma zindan gibi havada, toprak yollardan dönerken garip bir korku duyduğum yalandır,
yan aynalardan baktığımda arkanın simmmsiyah görüntüsünden azıcık korkmuş olabilirim; söylenti bundandır...
düş hekimi yalçın ergir http://www.ergir.com