Selam büyükler, merhaba çocuklar

Bu akşam size yeni bir öyküm var

Dilim sürçerse kusura bakmayın

Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı var...

 

YETMİŞ YEDİDEN – YEDİYE

 

Bazı insanlar vardır yaşamınızda,

hep ‘orada’dır, hep uzağınızda,

var olduğunu bilmenin huzurunu hissedersiniz.

 

Bazı insanlar vardır yaşamınızda,

hep ‘burada’dır, hep yakınınızda,

ama varlığını da, yokluğunu da fark etmezsiniz.

 

1999 yılı 31 Ocak gecesine kadar, Barış Manço hiç yanı başımda olmamış, aynı masada oturup börek yemediğim, bir ‘çay ister misin?’ diyemediğim, çocukluk resimlerimi gösteremediğim bir ‘canım’dı.

 

Ama bilirdim, uzaktaki köyüm gibi onun hep ‘orada’ olduğunu,

yirmi dört saat ürettiğini, yirmi dört buçuk saat paylaştığını,

yine çok sevdiğini, doğru insanlarca hep çok sevildiğini

 

ve bu huzurla geçerdi günlerim, market alışverişlerim, taksit ödemelerim.

 

2005 yılı 31 Ocak’ında Barış Manço yine yanı başımda değil; yine aynı masada oturamıyorum, yine ‘ya, ben seni çok seviyorum’ diyemiyorum

ama kalabalık Tunalı Hilmi Caddesi’nden geçip odama daldığımda,

kapatıp kapımı, ruhumun arka sokaklarında dolaştığımda,

evrenin gittikçe genişlediğini, tüm varlıkların kol düğmeleri gibi kaçınılmaz ayrılığını, formülsüz, hesapsız, tanıksız hissedebiliyorum.

 

Dün Barış Manço’nun ağabeyi Savaş Manço’dan, Barış Manço için yazdığı bir yazı geldi; bu bir çırpıda okuduğum bilgileri izniyle paylaşmak istiyorum:

 

** ** **

Sevgili Yalçın;

Bu güzel sunuya iki yazımla teşekkür ediyorum.

Barış ve Sevgi dileklerimle

Savaş Manço

--------------

1-) Yarın, 31 Ocak 2005, kardeşimi yitirdiğimizden bu yana geçen altıncı yılın son günü olacak. Bu nedenle 26 Nisan 2001 günü yazdığım özgeçmişini paylaşıyorum:

BARIŞ MANÇO - (02.01.1943 - 31.01.1999)

Besteci, Yorumcu, Televizyon Programı Yapımcısı ve Sunucusu
Birçok İlklere ve Rekorlara İmzasını Atmış Bir Türk Halk Adamı

BM777DD: Barış Manço 7’den 77’ye Dolu Dizgin

 

Barış Manço, 1943 yılının 1 Ocak gününü 2’sine bağlayan gece Üsküdar, Zeynep Kâmil Doğumevinde dünyaya geldi. Babası İsmail Hakkı Bey ve Annesi Rikkat hanım’ın dört beş yıldır tüm şiddetiyle devam eden ikinci Dünya Savaşı’nın İnsanlığa getirdiği “Barış Özlemi”ni dile getirmek ve tüm Cihan’a tercüman olmak istemeleri onları, Türkiye’de ilk defa bir çocuğa “Barış” adını vermeye yönlendirmiştir. Oğulları da tüm yaşamı boyunca onları mahcup etmemiş, hayırlı bir evlat olmuş ve sonunda, Tanrı’sına kavuşurken bizlere; “İnsanlığın Barış İçinde Yaşayabilmesi” için düşünülüp hazırlanmış ve 56 yıl süreli bir ömre yayılmış; çok önemli ve çok değerli bir ürün dizesi bırakmıştır. 41 yıllık kendine özgü bilge çalışması Türk Ulusu’nu; Barış ve Umut yolunun “sevgi, saygı ve güven içinde ortaya konulacak özverili kişisel çaba”dan geçtiğini vurgulayan yapıtıyla, benliği ve yüreği etrafında birleştirebilmiştir. Bu yüzden ve de doğal olarak, ülkesinin en çok sevilen kişilerinden birisi olmuştur.

Barış Manço Ankara Koleji ve İstanbul-Yeldeğirmeni ilkokullarından ve Galatasaray (numarası 1018, lâkabı Küçük Ayı) Lisesi'nden sonra, 1969’da Belçika-Liège Kraliyet Güzel Sanatlar Akademisi'nde öğrenimini tamamladı. Dünya dillerinden Türkçe, Fransızca, İngilizce ve Japonca’yı konuşur ayrıca Almanca, Arapça, Hollandaca, İspanyolca ve İtalyanca aracılığıyla da derdini anlatabilirdi. Ailesinden, milletinden, eğitiminden, yaşamından ve, en önemlisi, Tanrı vergisi olan yeteneklerinden ve benliğinden aldığı zengin bilgi ve görgü toplamı onun tüm dünya insanlarıyla doğrudan, sevimli ve karşılıklı verimli, yüksek dereceli bir iletişim kurabilmesine basamak taşı olmuştur.

Barış Manço ilk kez sahneye 1958 yılında, Moda Düğün Salonunda çıktı. Ardından, sınıf arkadaşlarıyla kurduğu Kafadarlar (sonra Harmoniler oldu) adlı gurubuyla, Galatasaray Lisesi Tevfik Fikret Salonu'nda dikkati çekti. İlk resmi konserini de aynı salonda verdi: Cumartesi 4 Nisan 1959. 41 yılı bulan sanat yaşamını ve özgün müziğini, içlerinde Moğollar’ında bulunduğu Türk ve yabancı bir çok müzisyenle, vatani görevini Topçu Teğmeni olarak bitirdiği 1973’ten, 31 Ocak 1999’a kadar da ismini, her akşam İstanbul Haydarpaşa garından hareket edip 3 gün boyunca Anadolu’yu Kuzeybatı – Güneydoğu verevlemesine geçerek Dicle ırmağının kaynaklarından birine yakın bir yerlere sıkışıp kalmış küçücük Kurtalan’ı; bu eski Mezopotamya şehrini; Doğu Roma ve Osmanlı İmparatorluklarının başşehrine; Türkiye’nin en büyük şehrine bağlayan iddiasız trenden alan, kendi gurubu "Kurtalan Ekspresi" ile paylaştı.

Bestelediği 200'ün üzerindeki şarkının bir bölümü Yunanca, Romence, Bulgarca, Arapça, Farsça, Kürtçe, Japonca, İbrânice, Fransızca, İngilizce ve Hollandaca’ya çevrilerek, kendisi ve / veya başka sanatçılar tarafından seslendirildi. Barış Manço’nun tüm şarkıları atasözleriyle bezenmiş sade kalıplar içinde, neredeyse “çocuk dilinde yazılmış” diyebileceğimiz kadar kolay anlaşılan dizeler olmalarına karşın, içerikleri çok derin anlamlar taşır. Aslında Barış Manço şarkılarını ve yaşamının son 11 yılını dolduran “7 den 77 ye” ve “Dolu Dizgin” televizyon programlarını, Atatürk’ün başilkesi “Yurt’ta barış – Evren’de barış” ikili çizgisi etrafına, tığ işi örercesine sabırla bezemiştir. Öylesine ki yapıt buram buram; toplumumuz açısından Cumhuriyetimiz, Milli bütünlüğümüz ve beraberliğimiz, Evrensel kardeşlik ve Evrensel barış; birey açısından da (yapacağını en iyi şekilde yapmak için) Özverili çalışma, Eşitlik, Doğruluk, Alçakgönüllülük, doğaya ve insana Saygı, Sevgi, Aile bütünlüğü, Eğitim (şarkılarından birinin adı sadece “Oku bakiyim, Aayı!”dır. 1992 – 1994 arası Pazar günleri yönettiği Milliyet gazetesi 4’üncü sahifesinin de adı “Oku bakiyim!” idi), Geçmişin bilinmesi ve tanınması (Barış Manço “Geçmişine sahip olmayan bugünü anlayamaz ve geleceğini kuramaz” derdi), Güven, İçbarış ve Bireysel özgürlük kokar.

Barış Manço’dan, resmini de basarak “Türk rock idolü” diye bahseden ilk yabancı yayın, bir Amerikan ilim dergisi olan “National Geographic Magazin”in Mart 1973 (bakınız sayfa 380) sayısı olmuştur. Ardından gelen yıllarda, 5 kıtanın birçok ülkesinde; hergün milyonun üstünde satan İtalyan spor gazetesi “Corriere dello Sport” dahil; yüzlerce basın organı Barış Manço’yu konu etmiştir. Bunun sonucu olarak ta Barış Manço’nun telif hakları bordrolarında Venezuella, Kongo Brazavil veya Malezya gibi uzak ülkeleri görmek olağan olmuştur.

Barış Manço, 41 yıllık sanat yaşamı boyunca ülkesinin küçük – büyük bütün şehirlerinde binlerce kere sahneye çıktığı gibi Japonya, Malezya, Avustralya, Kongo, Arjantin, Amerika Birleşik Devletleri, Rusya, eski Sovyetler Birliğinin Türkî cumhuriyetleri ve bölgeleri, Arap ülkeleri, Kıbrıs, Bulgaristan, Bosna, Almanya, Hollanda, İsviçre, Avusturya, Belçika ve Fransa’da da şarkılarını yorumlamış, ayrıca ve bu ülkelerin radyo ve televizyonlarına konuk olmuştur.

1988 yılı Ekim ayında TRT1'de çocuk ve aileye yönelik, belkemiği Barış Manço’nun müziği olan bir “eğlenceli eğitim ve kültür programı” başladı: "7 den 77 ye". Bu programın ülküsü ve işlevi şu idi: yoksulluk, ateş ve kan ile dolu bir ortamda yaşamasına karşın Evren vatandaşı hâlâ gülebilir! Başka bir deyimle program, “Gerçeğe sadık kalarak gerçekçi basın’a alternatif olmak” savında idi. 1996 sonunda TGRT’den geçtikten sonra, 6 Aralık 1998 günü ATV’de, 378’inci sayısıyla seyircisine veda eden program evrende 100 milyonlarca kişiye ulaştı (Türk televizyonları TÜRKSAT sisteminin 3 jeostasyoner uydusu aracılılğıyla 5 kıtaya yayın yapmaktadır). Barış Manço, 10 yıl 3 ay yaşayan bu program için Ekvator'dan Kutuplar'a, 5 kıtada 100'den fazla değişik yöreye giderek, 600.000 km.'ye yakın yol katetti, “Evren vatandaşı”nın gülümsemesini aradı, buldu ve başka “Evren vatandaşı”na taşıdı ve verdi. 1992-1993 yıllarında 52 kere her Perşembe akşamı saat 21.00 de TRT1 ekranına gelen “4 X 21 Dolu Dizgin” programı ise ülkemiz televizyonculuk tarihine en zengin ve en kaliteli “Talk Show” olarak geçti. “Dolu Dizgin”, kardeş Türkî Cumhuriyetler sanatçılarını ülkemizde ilk defa konuk edip tanıtan ve içeriğinde aynı gün (31 Aralık 1992) podyumunda 500’den fazla çocukla birlikte 4 Devlet Başkanını konuk ederken Anadolu’nun 4 köşesi ve merkezi konumunda olan 5 kentten ve Azerbaycan, Bosna ve Kıbrıs’tan girişler yapan tek programdır.

Barış Manço, 41 yıllık sanat yaşamında kendisine layık görülüp verilen 300'ün üzerinde ödülün dışında, aşağıdaki ünvanlarada sahip oldu:

*Bulgaristan Cumhuriyeti: Altın Orfe Sanat ve Müzik Ödülü, Varna, Bulgaristan (1980)

*Türk-Amerikan Cemiyeti: Şeref Üyesi Ünvanı, New York, ABD (1989)

*Türkiye Cumhuriyeti: Devlet Sanatçısı Ünvanı, Ankara (1991)

*Hacettepe Üniversitesi: Sanatta Onursal Doktor Ünvanı, Ankara (1991)

*Soka Gakkai Üniversitesi: Uluslararası Kültür ve Barış Ödülü, Tokyo, Japonya (1991)

*Belçika Krallığı: Léopold II Şövalyesi Nişanı, Brüksel, Belçika (1992)

*Fransa Cumhuriyeti: Sanat ve Edebiyat Şövalyesi Nişanı, Paris, Fransa (1992)

*Pamukkale Üniversitesi: Onursal Doktor Ünvanı, Denizli (1995)

*Min-On Sanat Vakfı: Yüksek Şeref Madalyası, Tokyo, Japonya (1995)

*Liège’i Tanıtma Derneği Onursal Hemşehriliği Liège, Belçika (1997)

*Onursal Türkmen Vatandaşlığı, Aşkabad, Türkmenistan (1998)

* Fahri Profesörlük Ünvanı, Aşkabad, Türkmenistan (1998)

31 Ocak 1999 günü aramızdan ayrıldığında Barış, Lale’nin eşi ve Doğukan’la Batıkan’ın babaları idi.

Barış Manço ile ilgili bir çok bilgiyi http://www.barismanco.de web sitesinde bulabilirsiniz.

Son söz: Tanrı’nın ona layık gördüğü yetenekler; ona verilen isim; 56 yıllık doğaya yakın, çocuksu diyebileceğim yaşamı; 41 yıllık anlamlı ve verimli çabası; aramızdan ayrıldığında, yurtta ve cihanda onu tanımış olanların üzüntülerinin yoğunluğu ve daha sağlığında “Evren vatandaşı’nın” ona yönlendirdiği sınırsız sevginin giderek çığ gibi artması bana kardeşimin seçilmiş bir insan olduğunu ve ona verilen görevi layıkıyla başardığını düşündürüyor. Nur içinde yatsın ve Tanrı, varsa günahlarını affetsin: Amin!

Eğer “Barış Manço” olayı varsa parolası isminin ve adları “7 den 77 ye” ile “Dolu Dizgin” olan 2 televizyon programının baş harflerinden meydana gelmelidir: BM777DD; Barış Manço yediden yetmişyediye dolu dizgin....

Savaş dolu bir evrende – savaş olmadan barış olmaz, doğru ama Barış’a giden yol Sevgi’dir – herkese Sevgi, Saygı, Özveri, Güven ve Barış dileklerimi sunuyorum.

Liège, 26 Nisan 2001
Savaş MANÇO, Ağabeyi

 

** ** **

 

 

(Sevgili Savaş Manço ağabeyin gönderdiği ikinci yazı ise ‘Sevgililer Günü’yle ilgili;

pek yakında açık hava sinemamızda, likit kristal beyaz perdemizde)

 

Barış ve sevgi yolunuz hep açık;

tüm sevdikleriniz hep yanı başınızda olsun...

 

düş hekimi yalçın ergir  http://www.ergir.com

 

... ne yazık ki,

ne yazık ki,

her beraberliğin

bir de ayrılığı oluyor;

 

ne yazık ki,

her başlangıcın bir sonu

olduğu gibi...

 

Barış Manço - 26-Nisan-1981

(Barış’ın anısına sunumdan

http://www.ergir.com/Baris_2.htm