ZAFER PARKI'NDAKİ KEDİ

 

 

Haftada bir iki kere Sıhhiye'deki Zafer Parkı'na giderim ve bir bank kapmaya çalışırım.

 

Sonra da kulağımda müzik, kucağımda kabak çekirdeği,

insanlara bakaaar, bakar, filli defterime notlar alırım.

 

Arife günü öğleden sonra da, kaldırımlar adam almazken, yine koşa koşa çocukken ceketimi kaybettiğim parkıma gitmiştim. Ne kadar duygusal bağlarla bağlıydım bu dut ağaçlı, yakın zamana kadar gittiğimde annemle babamı dip dibe otururlarken bulduğum bu parka.

 

Bu sefer parkın yalnızı ben değildim. Parkın ta kendisi yalnız, hem de yapayalnızdı. Bu kadar boş hiç olmazdı.

 

 

Derken onları gördüm:

 

Nereye bakıyorlardı, yoksa bana şaka mı yapıyorlardı?

 

Bu bakışlar fırtınadan önceki sessizliği anlatıyordu:

AV VARDI !..

 

Ağacın dibinde can pazarı kurulmuş, sabırlı bekleyiş başlamıştı.

 

Acaba yukarıdaki kuş, az sonra bir lokmaya dönüşebileceğinin farkında mıydı?

 

Derken sıcak takip başladı,

 

 

 

 

 

ama kuş uyandı

 

ve çok uçlarda bir dala atladı.

 

Patileri boş, geri dönüş başlamıştı.

 

Zafer yüksek daldaki kuşundu;

Zafer Parkı'ndaki kedi, bugün de açtı.

 

Kızgın bir dama çıkmalı, kalabildiği kadar kalmalıydı.

 

** ** **

Az ötede ise,

bir adam henüz yem olmamışlara yem atıyordu.

 

Doğduğum sokağa daldığımda,

 

beni yine bomboş bir park,

 

yine yalnız banklar,

yapayalnız bir tezgah karşılayacaktı.

 

Bir zamanlar ablamla kum havuzunda oynadığım parkın bankında otururken,

gri bir Aralık ikindisi başlamıştı...

 

düş hekimi yalçın ergir   http://www.ergir.com

 

(kızgın damdaki kedi çizimi:

pınar büyükgüral http://pinomino.blogspot.com/ )

 

PANO'YA DÖNÜŞ