SIRILSIKLAM MUTLULUKLAR...
(Aynı Cumartesi, Ayrı Dünyalar)
Her görsel düne;1 cumartesiye
sığmış -
1’den çok güne, 1 gönüle –
1000’den çok düşe ait...
Öğleni başka, sonrası bambaşka
hayatlar;
kan ter ve aynı aşk içinde farklı
uğraşlar -
yorgun, küçük mutluluklar...
Aslında dolunayda, Kirmir Çayı’nın
kenarında çadırda kalacaktım dün gece
ama uzayıp sevgili hastalarımın
işleri, geç düşebilince yollara;
erteledim bu trilyon yıldızlı
düşümü
ve gittim uzaak bir tepedeki Yalnız
Ağaç’ıma -
katlanır bisikletim “Küçük Hanım
Sürmeli”yi tanıştırmaya,
ağır abisi Rüzgar’ın ve gitarım
Huriye’nin de çook selamlarıyla...
Katlanır’dı; hem de bana ama çıt
kırıldım değildi -
köstebek yuvalarına dikkat ederek
takır takır engebeli tarlaları geçti...
Çok sıcaktı, çok kaygandı, çok
dikti
ama oflaya poflaya, durup konuşa;
tırmanabildik rüzgarlı tepeye -
aynı sabah çalışırkenki gibi, yine
sırıllllsıklam giysilerle -
aynı sabah çalışırkenki gibi, yine
mutluluktan dört köşe...
Ayrı Dünyalardaydık, aynı gün
içinde;
kucaklaşarak vedalaştık Yalnız Ağaç
ile…
Atmosferden geçtik alevler içinde;
taktık maskeleri ve döndük
yeryüzüne…
düş hekimi yalçın ergir
https://www.ergir.com
(yalnız ağaç’ın da size çook selam
ve sevgileriyle...)
|