...

artık trenlerin ay-yıldızlı camları açılmıyor

 

çocuklar ve sonsuza kadar çocuk kalacaklar

bellerine kadar camlardan sarkamıyor

 

ne kurblarda trenin lokomotifini

ne de yaklaşmakta olan tünel girişlerini görebiliyor

 

yani ne gördüklerinden dolayı

ne de kurum kaçmış gözlerle göremediklerinden

başlarını bir an içeri çekemiyor

 

artık sonsuza kadar içerde başları

tren camlarından veda için el bile sallanamıyor

 

çocuklar trenlerde, evlerde, internet kafelerde açılmaz camlara

camların ardındaki inekler, hayalet trenlere bakıyor

 

ve kurtarmak için toplama kampına götürülen çocukları

tren camlarına taş atıyor...

 

düş hekimi yalçın ergir

BUHARSIZ LOKOMOTİFLER

 

Ne kadar üzülüyorum kesilip sucuk yapılmasa bile, bir açık hava müzesine bağlanmış demir atları gördüğümde.

 

Zaten buruktu içim; kendimi demiryolları boyunca yürürken bulmuştum. TCDD'nin Açık Hava Buharlı Lokomotif Müzesi'nin önünden geçiyordum. Yeniden eski, gerçek, emektar dostlarla karşılaşmıştım.

 

 

Hepsi bir arada mahsun mahsun duruyorlardı. Yılların, yolların yorgunu, ne anılarla dolu muazzam bedenlerinden keyifli bir düdük sesi, bacalarından kurumlu bir duman en son kim bilir ne zaman çıkmıştı?

 

 

Çuf çuf dolaşmaya başladım aralarında; tek tek dinledim anlattıklarını can kulağıyla.

Doğru; "yarın çok geç" olabilirdi. Peki, ya "dün"; "dün erken" miydi?

 

 

Yeniden aşık olmamıştım, zaten hep aşıktım onlara;

ellerimi değip okşadım, okşadım, okşadım coşkuyla.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bu satırları demiryolcu bir babanın çocuğu olarak 50 santimlik gerçek bir ray parçasına dayalı monitörüme baka baka yazıyorum;

bu satırları ise: http://ergir.com/takayyudat_ihbarnamesi.htm , lokomotifte gidilmiş bir tren yolculuğu sonrasında yazmıştım.

 

Bu adresteki satırları da: http://e40003.me.metu.edu.tr/ &  http://e40003.me.metu.edu.tr/izlekler.html ,

bence dünya çapında bir demiryolcu olan Ergin Tönük emek emek yazmakta.

 

** ** **

Bugünkü ziyaretimde, müzede bir tek ben vardım;

sanırım bir elin parmakları kadar olabilecek Temmuz ayı toplam ziyaretçileri arasında da işaret parmağı olarak yerimi alacağım.

 

Eğer Ankara'daysanız en kısa zamanda;

yolunuz Ankara'ya düşecek olursa da, herkeslerden kaçıp tarihi Ankara Garı'nın arkasındaki "kara elmas"la özdeşleşmiş kara trenlerin, o muhteşem lokomotiflerin, o "çok şeyin sembolleri"nin bulunduğu TCDD'nin "Açık Hava Buharlı Lokomotif Müzesi"ni mutlaka gezin.

 

Aman acele edin, her an her şey olabilir;

ne tren, ne bekçi, ne de müze kalabilir.

 

"Buharlı" ile bir kez de olsa seyahat edemeseniz bile,

"Buharlı Tren Müzesi"ni bir kez de olsa ziyaret edin;

 

"dün erken" değildi ama,

"yarın çok geç" olabilir...

 

düş hekimi yalçın ergir   http://www.ergir.com

(makinist çayı: http://www.ergir.com/makinist_cayi.htm )

 

kaçak tren, asla geri dönmeyen;

tek yönlü bir yolda, ters yönde giden...

(soul asylum / runaway train)